5 Mayıs 2020 Salı

DOSTUM MORPHEUS


Yatağım uyku nehrinde bir sal.

Yastığa başımı koyup iki satır okuduktan sonra içim geçiyor. Işığı anca kapayıp salın ipini çözüyorum.

Kıvamlı bir iksir misali onarıcı koyu bir hiçlikte kim bilir ne kadar gidip rüyalar alemine çıkıyorum.



Uyku beyni malzeme dağarının kapılarını açıyor. Başka bir var oluşun işleyişini başlatıyor. Fizik, mantık, kültür, zaman, yaratıcılık sınırlarını ortadan kaldırıp yeni, tekrarlayan, şaşırtıcı, sarsıcı, ferahlatıcı kendi karışımlarını hiç teklemeden, olağanüstü bir akıcılıkla seyre sunuyor.

Seyirciyim ama fail de. Başıma örmediğim, ördüğüm gibi sıyrılıp çıkmadığım hal, ciğerini okumadığım, neyi nasıl hissettiğini fark etmediğim tek bir varlık yok burada. Köpeğe tekme atan da, tekmeyi yiyen köpek de benim.

Ne görürsem, nasıl görürsem göreyim, sıradan, bulanık, billur, aydınlık ya da karanlık, bir ziyafetten kalkarcasına doygun ve hoşnut uyanacağım bir nehir bu. Akışı arındıran.

Ve dikey.

Işığı anca kapayıp açılmamla derinlerine inmem bir oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder