1 Mayıs 2021 Cumartesi

İŞLE

Tam da kapanırken bir çeviri aldım. Uğraşı. Zamana da bir çıpa. Yapmak, eylemek geçen zamanı hesabı verilebilir kılıyor. “O 17 günde şu sayfaya geldim.”

Çevrilecek her bir kitap mesafeli bir tanışmayla başlıyor. Gözümü, kulağımı yazara açıyorum. Nasıl anlatıyor? Nasıl bir sesi var? Yalın mı, girift mi? Temposu? Dağarcığı?

Bazısında daha ilk cümlelerden yazarın teni altına yerleşiyorum. Bazısında birkaç sayfa sürüyor ya da bir bölüm. Ağır ağır ilerliyorum.

Eninde sonunda birbirimize geçiyoruz. Nefes alır verir gibi işlemeye başlıyorum. Bir dilde oku, diğer dilde yaz.

İşini bilen bir cerrah gibi. Artık güvenle tuttuğum neşteri nereye vuracağını, nasıl ilerleyeceğini kafamdan önce elim biliyor. Rüzgarı kolayına almış bir yelkenci.

Yazar, çevirmeni, gözler, parmaklar.. Hepsi bir dans. Alnımın boncuk boncuk terlediği de var. Arada bir yazarla kavga ettiğim, söylendiğim. Ama yazarı da konuyu da aşan bu işlerlik hep ağır basıyor.

Klavyem başka bir klavye oluyor. Başında, saçları uçuşarak doğaçlayan bir piyanistim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder