21 Nisan 2020 Salı

MAVİ SAAT


Mavilik. Geceden önce son rengin anı.

Sualtında da derinleştikçe azalan renklerin en sona kalanı. Karanlığa bir adım kala.

Ortaçağ’da ruh çöküntüsü için mavi iblisler bastı derlermiş. Müzikteki blues bunun, blue devils’in kısaltması olmuş.

Dikkatin dağılacağı yer olmayınca insan kendisiyle baş başa, yüz yüze kalıyor. Aldığın ve yol açtığın yara bere, asılı kalmış meseleler, ukde, sevgi ve özlem.. dalga dalga sahiline vuruyor.

Dur, derin bir soluk al.

Zaten yük altındasın. En yapılmayacak şey kendine sırt çevirmek, karşına almak, diş bilemek, yargılayıcı olmak, yerden yere çalmak, tahammülsüzlük..

Yargıç değil, duru bir ayna ol. Kendini kendine yansıt. Gör ve göster, ne işe yaramış, iyiliğe, güzelliğe, gönül hoşluğuna hizmet etmiş, ne incitmiş, hantal kalmış. Nerede keskin bakışlı, nerede köstebek kadar kör olmuşun. Nerede pişmiş, nerede çiğ kalmışın.

İyilik, güzellik, doğruluk, bencillik, hepsi geniş birer yelpaze. İlişkileri dinamik.

Yargılamak dondurmak. Yargıladığın hiçbir şeyi anlayamazsın. Uzaklaşır, yabancılaşır, kopar, en iyi ihtimal, dişlerini sıkarak katlanırsın.

Gör, duy, anla.

Onaylamak değil, aynalayarak bir ol kendinle.

Mavi geçtiğinde derinliği kalsın.



ÇİT ÜZERİNDE
Gel dedim kendime,
otur yanıma
Pek anlamı yoktu ama
küçük bir güven işaretiydi işte,
tuttum kendi elimden
ve birlikte oturdum çitte

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder