30 Temmuz 2010 Cuma

RULET

Bir kanı zaman içinde oluşmaktayken, hızla çevrilmeye başlamış ruletin önce dış kenarında, ona ters yönde dönen küçük beyaz top gibi.

Biri bir yöne, diğeri öteki tarafa ama iç içe dönüyorlar bir süre.

Derken küçük beyaz topun yörüngesi daralmaya koyuluyor. Rulet dilimlerini birbirinden ayıran duvarcıkların üzerinden seke seke dönmeye devam ediyor biraz daha.

Kanı artık varacağı yere varmak üzere. Belirginleşmiş. Somutlaşmış. Elle tutulur, ifade edilir hale gelmiş epeydir.

Dönüş yavaşlıyor, yavaşlıyor.

Küçük beyaz top bir iki daha sekiyor.

Sonra hareket her ikisi için de bitiyor.

Kanı pekişmiş, öldür Allah kımıldamayacağı yere oturmuş.

Oynanır mı oynanmaz mı, belli olmayan yeni bir oyuna dek.

Kazanan kazanmış, kaybeden kaybetmiş.

* * *

Rulet tekerimin hızla döndüğü vakitler, oyuna katılmasını istediklerimin, bitirdikleri hareket içinde çoktan durmuş, oturmuş küçük beyaz toplarıyla karşılaşmak her defasında afallatıyor beni. Yalnızlaştırıyor.

Çevir bir daha şu çemberi, topu hareketlendir, çıksın gömüldüğü yerden. Yeniden düşün. Sıfırdan başlayarak düşün. Özgür bırak hislerini, karışıp bambaşka bir alacalı ibrişim oluştursunlar. Başka bir ışık altında gör hep baktığını. Bakıyorum canım! sandığını. Evir çevir.

Hayır. Her rulet kendi aksında dönüyor, dönecekse.

1 yorum: