10 Ağustos 2015 Pazartesi

PARDON NEYE BAKMIŞTINIZ?

Will Gompertz’in modern sanatın 150 yıllık yaşamını kucaklayan kitabını iştahla okuyorum. İşin mutfağından biri olarak malzemeyi ele alışında birinci sınıf bir şefin tensel dokunuşu var. Gayet yenek, popüler ama yakın da, içli dışlı. Sıcak ve taze. Kat kat ve çok renkli.

Modern sanat, sanatçılar, çağları ve kendi ruhlarında “dokunulan,” kanlı canlı varlıklar olarak sürükleyici bir geçit halinde günüme konuk oluyor.

Empresyonizmden hemen önceki filizlenişinden bugününe, modern sanat ile konu elbette bir yandan da insanın kendine, topluma, doğaya, çevreye bakışındaki değişimler. Ortaya çıkışlarıyla sahneyi yıkıp viran eyleyen empresyonistlerle birlikte kalıpların eğilip bükülmesi, zorlanması, sonunda fırlatılıp atılması, aynı zamanda insanın da algı kalıplarıyla yaptığının hikayesi.

Bugün bize hep böyleymiş gibi doğal gelen bakış açıları, yaklaşımlar, gerçekte sanatçıların büyük rol oynadığı kabuk kırılmalarının ürünü. Savaşlar, endüstri ve toplumsal devrimler kabuğu kitlesel olarak kırarken sanat bunu hep bireye, düşüncesine, iç alemine ve ilişkilenme biçimlerine doğru uzatıyor.

Gompertz’in navigatörlüğünde bu 150 yılın üzerinden geçerken kat edilen yolu, hızlandırılmış gökyüzü filmleri gibi izliyorum. Toplu umut-iyimserlik-endişe-karabulutlar-kabus-isyan-yeni arayışlar-kendine inanç-öfkeli bir inançsızlık. Sanatçının kendisine, insana biçtiği rol de devleşe ufalana, küfürle tutku arasında gide gele bu silsile içindeki yerini alıyor.

Kitapta beni heyecanlandıran birçok şeyden biri, tepkimiz ne olursa olsun, dünyaya bakışımızı etkilemiş, biçimlendirmiş sanatçıların yaşadığı adanmışlık. Tutku. Sıradana, önüne koyulana teslim olmama. Ona başka yollar olduğunu fısıldayan sese önce kulak, sonra vücut verme iradesi. İkon kırıcı niteliğiyle zorunlu olarak karşılaştığı olanca dirence (bir o kadar da bu kadar bile fark edilmemeye), iç çelişkilerine, bütün bir duyarlığına rağmen karşı koyup yoluna devam etme dürtüsü.




Az gidip uz giden, dere tepe düz giden sanat ve sanatçının peşine takılmak, onu içinde bilmek, uyandırılmaya teşne tutkuna dokunmaya bırakmak güzel.

*

What are you looking at? / Pardon neye bakmıştınız, Will Gompertz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder