25 Ağustos 2024 Pazar

HADİ BAKALIM

Bir yüzme performansı sitesine göre (yaş, cinsiyet, kilo, mesafe ve zaman giriliyor) yaş grubumun hepi topu yüzde 0’ından hızlıyım. Elbette şaşırmadım. Olsa olsa suda hafif bir esintiyle sürüklenen bir Cola tenekesiyle yarışabilecek süratte yüzdüğümün farkındayım. Ama azmin elinden ne kurtulmuş!

Bu yavaşlık zaaflarımı açık ediyor. Motor hareketler söz konusu olduğunda ağır ol ki doğrusunu öğrenesin, yanlışları üstünkörü bir hızla geçiştirip pekiştirmeyesin derler. Ama tabii bu, Cola tenekesinin yüzme ömrüm boyunca tek akranım olmasına gönül indirmek de değil.

İlgiyle bellemeye baktığım videolarda ürkütücü bir gereçle tanıştım. Yüzücü şnorkeli. Bandı, yüzme gözlüğü üzerinde takılan eğik açılı, köşeli kesitli, dibinde valfli bir tahliye odacığı ile bir borudan ibaret. Ürkütücülüğü burnun açıkta olması. Zaten uyaranı da bol: Alışmak zaman (3-4 hafta) alıyor diyorlar. Ama sebata değer; nefesi böyle hidrodinamik bir destekle aradan çıkararak tekniğinizin aksayan yönlerine odaklanabilirsiniz. Meyvelerini hız ve artan çabasızlık olarak verecek.

Decathlon’un yolunu tuttum. Askılarındaki şnorkellerle bakıştık. Ufak boyları düşük kapasiteli çocuk ciğerleri içinmiş. Diğeri yetişkinlere. Bununla çalışmanın şimdilerde adıyla çok karşılaştığım VO2 max hacmini de artırdığı söyleniyordu. Bakıştık. Bir aksilik olmaz da Dimyat’a pirince giderken yuttuğum sularla denizin dibini boylamazsam kârlı görünen bir alışveriş. Bakıştık. Beli bükülmüş yalnız boru, hayalimde birden bina boyu uzanırken apartmandan kopmuş, boşluğa uzanan bir oluğa dönüştü. Üzerine de ona tutunup kopmasına neden olan bir hırsız eklendi. İmgeyi kovalayıp askıdan büyük boy bir şnorkel kaparak arkama bakmadan kasanın yolunu tuttum.

Akşam, dilim damağım kuruyana kadar sırf ağızdan nefes alıp vererek evin içinde şnorkelle dolaştım. Ertesi gün denize onunla girdim. Nefesi ağızdan alıp vermek kolay, suda açık burnunu idare etmek zor. İmiş. Yüzüstü denize uzandığım an burnuma sular doldu. Panikle doğruldum. Şnorkeli bırakıp tatsız bir yenilgi hissiyle yüzdüm.

Akşamın konusu bu boruya ne yapıp da alışılacağıydı. Alt tarafı ağızdan aldığın nefesi ağız ve burundan vermek. Videolar kısaydı ama atladığım bir püf noktası sundular. Dikey başla! Önce ağzın su altında kalsın, beynin tehlike olmadığına ikna olsun. Sonra yavaş yavaş burnunu sok-çıkar-sok. O da olunca yüzüstü suya uzan.

Bugün torbamı ve sarı tokyolarımı vestiyer ettiğim palmiyeye asıp, orduların mecbur başına geçirilmiş toy şehzade ürkek kararlılığıyla sanki kınından bir kılıç çeker gibi şnorkeli çekip çıkardım.

Hemen pes etme!

Yok, etmem.

Dikey ve dilim dilim suya girip her aşamada zaman geçirdim. Oluyor sanki.

Sıra açıyı kaydırmada. Bunda da bugünlük yeterince kafayı sok çıkar yaparak düne göre büyük, şnorkel tarihi için bir arpa boyu yol alıp kalanı borusuz ve yüzüm gülerek yüzdüm.

Bu bir peşrev, şnorkel. Bakalım hangimizin sırtı yere gelecek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder