Önce üç tekerli hurda motosiklet belirdi. Buzda bademci ile macuncunun (sezon başında cılız bir çubuğu 100 liraydı) el arabaları arasında, eski mezarlık duvarı önünde yerini aldı. Sınıfsal temsilde bir evsizlerin (herhalde şimdilik) eksik kaldığı, görünür tüketimin ise halk plajı ile belediye kafenin dar çemberinde bile kuyruğu dik tutmaya çalıştığı böyle bir yerde gözü şaşırtan bir arz: Motorun arkasına takılı kutuya eğri büğrü kırmızı harflerle yazılana bakılırsa “kaynak işleri, bıçak bileyleme.”
Sahil
boyu piyasa eden şıkıdım gençlere, beach’lere, kulüplere seğirtenlere, bütçesi
çok daha düşük ama hiç değilse görünürde onlardanmış gibi salınanlara kim elinde
sapı kopmuş çaydanlıktı, tencere tavaydı, körelmiş bıçaktı karışırdı ki? Nitekim
bileyciye hiç bu tezgahın başında rastlamıyordum. Oturağının süngeri pörtlemiş,
kutusunun arkasına iplerle sarmalanmış bir denk bağlı motor, cami avlusunda
unutulmuş bir dede gibi başıboş durup duruyordu.
Bir
zaman sonra bileycinin, ben denize geldiğimde kalkmış örtülerini katlayan ya da
hala uyuyan plajdaki adam olduğu anlaşıldı. Buharda mısırcıdan çok farklıydı.
Mısırcı, o saatlerde köprünün başındaki süslü tezgahının kenarında horultusu
havayı ve bir çamaşır makinesi tamburu kadar iri göbeğini titreterek uykuda
oluyor. Gün boyu başında kovboy şapkası ile kılığı kıyafeti ve herhalde işleri
de yerinde ki seyyar tezgahın yanına nereye nasıl bağlandıysa bir evye ile
musluğu, bir semaver ile çeşitli ıvır zıvır eklendi. O göbek ve elinden düşmeyen sigara ile
güneş altında uyumaktan kazandığını harcayacak zamanı olup olmayacağını merak
ettiğim oluyor.
Bileyci,
motorunun arkasındaki kırmızı harfli yazı gibiydi daha çok. Silinmeye, araziye
karışmaya eğilimli. Derken ahbaplar edinmeye, sabah erkenden gelen genç
çalışanlarla sohbet etmeye, böyle böyle çevre edinirken özgüveni de yerine
gelip kabarmaya başladı. Mısırcınınki kadar olmasa da taşkın göbeğini ileri,
omuzlarını geri atarak, kollarını yana aça aça boydan boya yürürken artık tüm
bu kumsal benden sorulur edası var.
Dün
baktım, bütün motor, tekerlerin kenarı dahil gümüş rengine boyanmış. Aynı
kırmızı, eğri büğrü harflerle yazılı iş tanımı artık bu parlak fon üzerinde,
iki iş arasına da hançer ile satır arası, yine kırmızıdan bir bıçak temsili
eklenmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder