17 Temmuz 2014 Perşembe

ANLAM, YARATILIR



45 saniyelik video bana İşte bu! dedirtti.

Dondurulmuş görüntüde ortaya yayılmış rasgele şeyler. Kırık dökük, kimi bütün halinde nesneler. Bir döküntü yığını.

Kamera, önlerine yerleştirilmiş ufak bir çerçeveden bakıyor. Onunla birlikte şapkalı, üniformalı bir postacı portresi görüyoruz. Derin bakışlı, kara gözleri uzaklara dalmış, sert hatlı bir adam.

Bu karakteri açık seçik görmemize yetecek kadar durduktan sonra çerçeveden çıkarak yığının etrafında bir yay çiziyor.

Az önce güçlü bir portrenin bileşenleri olan nesneler dağılıp iç sıkıcı bir hurda yığınına dönüşüyor.

45 saniyede anlam, bulunuşu ve çözülüşü.

Evet, bu bir tersten gidiş. Başlangıç noktası belli bir resim. Görünürdeki karmaşa ise onun oyuncaklı bir şekilde kurulmasına hizmet etmiş.

Ama anlamın verili değil, yaratılacak, bulunacak bir şey olduğu gerçeğinin etkili bir metaforu olmasına bu gölge düşürmüyor.

Yolu başkalarınca açılmış, çağlar boyu derinleştirilerek pekiştirilmiş anlamlara gözünüzü açıp bunları ezelden beri var bilerek benimseyebilirsiniz. Bu sizi, aha! tam buradan bakacaksın diyerek yerleştirilmiş çerçevenin önüne mıhlayabilir.

Ama kurcalayıcılığınız ağır basar da çerçeveden kayacak olursanız, anlam adına hazır hiçbir şey olmadığını (talihliyseniz fazla altüst etmeyen bir sarsıntıyla) görmeniz an meselesine dönüşür.

Anlamın keşif değil, icat konusu olduğunu.

Gerisi, mucidin siz mi, öncekiler/başkaları mı olacağına kalır.

Elinizden tutup sizi yerleştirilmiş çerçevenin önüne götüren kamerayı mı izleyeceksiniz?


Yoksa yığına dalıp kendi noktalarınızı kendinizce birleştirerek bambaşka anlamlara mı çıkacaksınız?

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder