23 Şubat 2014 Pazar

PAZAR MÜLAHAZASI

İlişkiniz, fırsat bilirsen tedrisatından geçeceğin bir okul aslında.

·         Geçiştirme. Kendini ver. (Yaptığın, olduğun her şeye kendini ver zaten.)

·         Yaşlılar sabır zorlar. Bir yandan ağırlaşma bir yandan algı/duygu daralmasıyla temponu düşürmeleri can sıkıntısından boğuntuya uzanan bir tepki doğurabilir. Taze şeylerin, yaşantıların yerini alan tekrarlar da buna tuz biber eker. Babanın bir yanıyla da telaşlı, canı tez olması (eh, ve bunların sendeki karşılığı), uyum sağlayacak daha karmaşık bir durum yaratıyor. Hızlandığın yerde ağır, ağırdan almak istediğin yerde gazı kökleyen bir baba! Sabırlı ol. (Sabrın yolu, deneyimde kalmayı öğrenmek. Birlikte olduğun sürece dünyada başka hiçbir şey, gidilecek yer ve bundan başka zaman yokmuşçasına yaşadığına açıl. Sabrın bastırma ya da inkardan değil, bu açıklıktan gelsin.)

·         İnsan itilme sinyallerine hayatın başları kadar sonlarında da aşırı duyarlı oluyor. Kendinden başkalarına duyarlığı azalırken başkalarının kendisine karşı tavrına sismograf kadar hassaslaşıyor. Bunu bir olgu bil. Dengeli ve karşılıklı bir duyarlık bekleme. Bulmayınca ekşime.

·         Etkileşiminizin zemini, fonu, astarı tatlılık olsun. Tatlılığın kaynağı da bizzat sen. Karşındaki bu yönde ilk adımı atamayacak kadar yorgun, kendine yönelik ama senden gelecek tatlılığa herkes kadar açık. Ruhunun damağını yoklamayı alışkanlık edin. Ağır, sevimsiz, galvanize bir tat varsa nedenini dışında arama. Kıvamını tutturamadın demek. Hafif, sevecen bir yaklaşım öyle bir tat barındırmaz.

·         Bire bir değil, genel bir uyum peşinde koş.

·         Güler yüzlü ol. Güldür (malzemen eksik olmaz, şabanlıklarını anlatsan yeter). Gündelik hayattan sohbet malzemesi olacak kareler topla. Renklendirerek anlat.

·         Anlattır. Varsın tekrar olsun. Bildiğin hikayelere düşündürecek sorularla kapı açtığında şaşırtıcı bağlamlarda tazelendiklerini görüyorsun. “En korktuğun an neydi? Başka? Daha başka?” “Öfkenle nasıl baş ederdin? Çocukken? Gençken? Daha sonra?” vs. Yaratıcı ol. Yaşlılığın çağrıştırdığı donukluğu yaratıcı çanak tutuşlarla bambaşka bir şey haline getirebilirsin.

·         İletişimi akıl-mantıktan ziyade duygulara dayandır. Yaşlılar karşısında genel eğilim tersini yapmak. “Onların iyiliği için” düşündüklerimizi dayatırken aklı, mantığı kılıç ve kalkan gibi kullanmak. Belki bu fırsatla dokunmayı da öğrenirsin. Duygularını dokunarak, sarılarak, kucaklayarak gösteren biri olmadın. Ama aslında dokunmak, yerini bir ton lafın tutmayacağı çok daha dolaysız, yalın bir yol.

·         Kalbini aç. Açık bir yüreğe yol çok.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder