21 Haziran 2024 Cuma

YAŞAM SEVİNCİNDEN YOKSUN BİR DÜNYADA

Bir yanı hendekli, kaldırımsız dar yolun sahil sapağıyla oluşturduğu çatalın sapında oturmuş, kokoreç yerken trafiği seyrediyordum. Her taraftan araç fışkırıyor, madde etkisi altında ya da birden gözünü kaybetmiş izlenimi veren sürücülerin altındaki SUV’lar, üst sınıf, arada da orta karar arabalar ve motosikletler lastik gıcırdatarak birbirlerinin önüne atılıyor, son anda teğet geçip bir sonrakilerin yolunu kesiyordu. Tam da acılı kokorece fon olacak bir seyir! O saatte tek müşterisiydim, havlusu boynunda, kendini plastik sandalyelerden birine atan ustaya seslendim.

“Her an biri kontrolü kaybedip buraya dalabilir ha?”

Tevekkeli değil, girişte aslan heykellerine denk fiziksel-sembolik bir koruyuculukla karşılıklı iki koca varil dikiliydi.

Bir dokun, bin ah işit.

“Sorma abla, bunlar hiç durmaz, basar, hayvan ezer, aldırmaz -kendi araçlarını canları gibi korurlar, o ayrı. Sen bir de yükü tuttuklarında gör bunları. Valla ruhsatım var, illallah dedim, içki satmıyorum. Ellerinde şişesi bilmem kaç lira içkiler, şuraya gelip çeyrek kokoreci dörde böldürürler. Sağda solda eğlenmek için saçtıkları paralar meydanda, otoparka para vermemek için araçlarını dağ başlarına bırakırlar. Rezilliğin bini bir para. Hele kadınlarını göreceksin bunların!”

Varillere rağmen oyalanmadan kalktım, neme lazım.

Topu geçen bayram 50 lirayken şimdi kim bilir nerelerde dondurmacının önünden sahile indim. Lokanta-beach’ler her telden çaldıklarının sesini diplemişlerdi. Kalabalığın arasından geçtim. Ağır basan standart özgünlük numunelerinin -yaşı, saç miktarı fark etmeden atkuyruklu erkekler, yapılı oralı buralı kadınlar, hepsi dövmeli. Giyim biçimleri ama hepsinden önce cinsiyet farkı bir yana, aynı duruş, bakışlarıyla ülkenin neresinde rastlasan Bodrum’a bir tarafından değdiklerini tahmin edip yanılmayacağın bir tornanın mamulleri.

Yüzlerini tarıyor gözüm. Abartılı bir neşe, somurtkanlık, tepeden bakışın örtemediği bir “Ayna ayna, söyle bana” işkili. Başkasının tartısına derin bir kuşkuyla çıkan bir ayrıcalık sinyali denemeleri.

Şişirilmiş tavırlar, mönüler, tüketim, iddiasını volümünden alan “Pek eğleniyoruz!” ilanı.

Kimden duymuştum?

“Yaşam sevincinden yoksun bir dünyada eğlence sektörü onun fukara bir ikamesidir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder