21 Kasım 2020 Cumartesi

KASIM’IN PARLAK YÜZÜ


Babamın, tadına sonradan varıp benimsediğim bir alışkanlığı daha. Bastonlu yürüyüş. Bir adım benden, bir tane ondan. Benimkiler sessiz, o tıkır tıkır. Yokuşlarda işimi kolaylaştırması bir yana, sadık bir köpek gibi yoldaşım oldu. Bir konuşmamız eksik. Sesi, hissi yanım sıra, yürüyor yürüyoruz.






Bugün Gölköy’e indik. Bahçeler arasından sahile. Benim köyden bile tenha, neredeyse kimsesiz. İskeleler sökülmüş, denizi dinleye dinleye ta uca kadar gittik. Kumlara batonum, gevrek tahin helvaya çatal batar gibi bata çıka.






Hava iki gündür surat asmamış gibi. Ağzı kulaklarında, hani biraz daha ışıldasa altın dişleriyle çalım satıyor diyeceğim.



Gölgeler serince, güneşteyse ince ceket bile handiyse fazla.

Güneş tepe noktasından tepe noktama nur yağdırıyor. Denizin sesi, kokusu, sükunet.

Kasım parlak yüzünü göstermiş, az gittik, uz gittik batonumla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder