25 Eylül 2016 Pazar

BEN DEVRİ

BBC’nin dört bölümlü belgeseli The Century of the Self / Ben Devri’ni yaban hayatı ve başarılı bir sirk kumpanyası üzerine yapılmış karma bir belgesel gibi seyrettim.

Dizi, Freud’un kitlelere ilişkin umutsuz, karanlık bakışı (ince, kırılgan bir rasyonalitenin hemen altında vahşi, yıkıcı bir irrasyonellik tarafından yönetilen tehlikeli kalabalıklar) ve buna karşı getirdiği önerinin (kitlenin güdülmesi gerektiği) toplumsal manipülasyona nasıl yön verdiğini anlatıyor.

Freud’u hiç haz etmediği Amerika’da bu kadar popüler kılan, yeğeni Edward Bernays olmuş. Propagandanın kitleleri yönlendirmedeki rolünü görüp kötüye çıkan bu ad yerine ona yeni, saygın bir etiket –Halkla İlişkiler- veren o. Önce büyük şirketlere çalışan Bernays, bilinçaltı arzularına ulaştığınız insana fikir-ürün-hizmet, satılamayacak hiçbir şey olmadığından hareketle üretimin ihtiyaca yönelmekten çıkıp körüklenen arzuların tatminine, tüketime çevrilmesinde esaslı bir rol oynamış. Sonraki pazarlama konusu doğal bir geçişle siyaset olmuş. Toplumun anonim bir zerresi olmaktan çıkarılıp birey olduğu muştulanarak özgür iradeli, rasyonel bir aktör kimliği biçilen, bu kimliği ile de kukla gibi oynatılan seçmen ile. (Varoşlardaki kaçın kurası çekyat vb satıcılarını çağrıştırdı bana. İncelik farkı bir yana, satış gerçekleşene kadar aynı yılışık “müşteri velinimetimizdir” tavrını ellerini ovuştura ovuştura sergileyen tilkileri.)

Anna Freud ile Amerika’da yaygınlık ve otorite kazanan psikanaliz ve buradan elde edilen bilgiler yalnızca pazar ekonomisinde değil, onun bir türevine indirgenen demokraside de bir manipülasyon aracı olarak alabildiğine kullanılmış.

Reagan, Bill Clinton, Tony Blair’in kampanya yöneticileri, Halkla İlişkiler tarihçileri, psikanalistler ve yakınlarının, Edward Bernays ile söyleşilerin, kampanya kliplerinin bolca yer aldığı sürükleyici bir dört bölüm olmuş.

(Yapım 2002 tarihli. İnsan bir an ya Obama, Hillary Clinton, Donald Trump diyecek oluyor ama sonra bunların tema üzerine çeşitlemelerden ibaret olduğuna geliyor.)

Demokrasi ve özgürlüğün yapay bir kimliğe seslenen herhangi bir mal gibi tüketimle eşitlendiği, seçme özgürlüğünün koca bir balon olduğu bir batı masalına bir de altında Freud ile bakmak ilginç


Türkçe altyazılısı için de:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder