2 Haziran 2012 Cumartesi

BOĞAZ TOKLUĞU

Yok, ne kadar sevdiğimi anlamak için uzaklaşmam gerekmiyor. Ayrı kalmak yine de sevgimi belirginleştirici. Gözümün onu dolduran, arındıran, anlamlardan anlam aktaran bu şeyi nasıl aradığını o zaman fark ediyorum. Boğaz’ı.

Haftalar sonra kendimi kıyısına attığımda koyverdiğim soluğum, ona dair ne varsa dolarak tekrar içime dönüyor.

Vıcık vıcık uğraşlarının hummalı karmaşasında etten, misina, iğne, kurşun ve balıktan oluşturdukları kıpır kıpır duvarlarıyla balıkçıların arasından atlayıp sıçramayı, gerileyip duralamayı, oltaların fırlatılmaya hazır gergin yayları altından –askeri bir düğünün çatılı kılıçları gibi- bir koşu geçmeyi, sakin, içe dönük yürüyüşümün bu kaotik kesintilerini bile özlemişim.

Bazen güneşte kurutulan pazen çarşaf kadar yalın, temiz, düz olan su kokusunu.

Çığlık-kahkahalarıyla martıları. Havanın, rüzgarın tadını çıkara çıkara ya da balık peşinde, meşgul uçuşlarını. Kanatlarını açıp yele tutuşları ekran dolusu deodoran reklamlarını hatırlatan karabatakları. Sekmeyen çizgileriyle yüzeyi yalayarak ilerleyen su kuşlarını.

Rahibin kelini çevreleyen saçlar misali Boğaz’ı kuşatarak yükselen fırtına bulutlarının imalatını.

Rüzgarlardan lodos işbaşındayken kıyıya yığılan, milyon dolarlık yatlarla balıkçı kayıklarını demokratikçe saran mezbeleliğin (nereden gelip nereye gittiğini unutur da sırf kendine odaklanırsam) alacalı karmaşasını bile.

Ve şuncacık Boğaz’ı, açlığına yenilip baş edebileceğinden iri bir kemikle cebelleşen köpeğinki gibi ha tıkadı ha tıkayacak görünen dev tankerleri, aralarına serpişen balıkçı motorlarını.

Oparlörlerinden yükselen Japonca, Rusça, Arapça açıklamaları esintinin oraya buraya dalgalandırdığı turist teknelerini.

Her şeyiyle Boğaz’ı.

Beni akıntısına katıp götürense renkleri.

Rüzgarın beziryağı, ışığın fırça olduğu, koyulaştırıp açtığı, tondan tona geçirdiği bütün o palet. Laplacivertten boncuk mavisine, cam yeşiline, cıva grisi, kızıl, pembe, mora, sapsarıya, külrenginden katran karasına o dönüşler!

Tuvalinin yüksek perdeden akan su oluşuyla öngörülemezliği katmerlenen değişim.

Bütün bir hareketin en derininden içimi çeken, uyaran, dilin bittiği yerden anlatacağını anlatıp ayarımı başka kanala geçiren de o.

1 yorum: