15 Mayıs 2010 Cumartesi

ÖZETLE

İnsanlara neden kızarsın?

Öyle gerektiğini düşündüğün, buna inandığın gibi davranmadıkları, olmadıkları için.

Kızgınlığınla sonuçlanan halleri binbir biçime bürünebilir. Arkana akıl-mantığı, vicdanı, gelenek-göreneği, hak-hukuku da alıp kaya gibi sağlam gerekçelerle aslanlar gibi savunabilir, savunursun da esirgediğin onayını: Yerine göre diğerkamlıktan, umumun ya da onların kendi iyiliğinden, daha geniş perspektiflerden, vizyon vs.’den dem vurarak kızıl bir elma gibi parlatabilirsin.

Bunca şişip kabaran, çeşitlenen şey tek bir kapağın altına sığar oysa:

İnsanlara sana istediğini vermedikleri için kızar (incinir, düş kırıklığına uğrar)sın.

Bunu böylece bilmek yerine git dediğin yere gitmeyen eşeğe inatçı demek nasıl da yürek soğutucu, şiş indiricidir, değil mi? Hele bir de başkalarınca da paylaşılıyor, hak/haklı gördüğün şey onay alıyorsa.

Bağışla eşek. İnatçı olan bendim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder