11 Ocak 2015 Pazar

CHARLIE’YİM – CHARLIE DEĞİLİM

Apansız yakalanma ile infial, yarattığı acı, öfke, korku ve başkaldırı karışımıyla savunma-saldırı tepkisini harekete geçiriyor. İçgüdü ve duygu egemenliğinde bakış daralmaya, gerilimi bir an önce boşaltma gayretiyle indirgemeciliğe, kendini haklı çıkarma cazgırlığına, siyah-beyazlaştırıcılığa meylediyor. Kendi evimizden fazlasıyla aşina olduğumuz şey.

Şiddetin parçaladığını sarmalamak, ölümün burnumuzun dibine getirdiğini bir araya gelerek, bitişerek uzaklaştırmak, yalnız ve zayıf olmadığımızı hissedebilmek için tepkimizi bir ağızdan veriyoruz. Anlık bir rahatlama, avuntu. Ardından, “haklı ortak öfke” haleti ruhiyelerimizi bir sonraki taşkına dek raflarına kaldırıyoruz.

Oysa, The New Yorker’daki yazısında Teju Cole’un dediği gibi, “Yas ne karmaşıklığımızı azaltır ne de sapı samandan ayırma sorumluluğunu üzerimizden alır.”


Aşağıda Charlie Hebdo katliamından bu yana okuduğum yazılardan, anlık deşarjın ötesini işaret eden seçtiklerim var. Kimi ucuz iki yüzlülüklere belirgin bir tepesi atmışlıkla yazılmış, kimi sorularını sakince soruyor. Ortak özellikleri, karmaşıklığı gözetip çuvaldızı kendine batırarak sapı samandan ayırmaya yönelmeleri. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder