28 Nisan 2011 Perşembe

DÜNYANIN EN DEĞERLİ DİĞER ŞEYİ

Babamı yürüyüşten getirdiğini kirinden temizlerken buldum. Gözleri ışıldıyordu.

“Tam da dün okumuştum” dedi:

“Mürit sormuş:

‘Usta, dünyada en değerli şey nedir?’

‘Ölü bir kedi kafası’ demiş mürşit.

‘Nasıl olur?!’

‘E, ölü bir kedi kafasına nasıl paha biçebilirsin?’ “

Kesilip atılmış, ucu yanmış kaktüs dalıyla taşıdığı etli kısma hayranlıkla baktık. Yüzeyi soyulmuş, içindeki damarlar, su yolları olanca karmaşıklığıyla açığa çıkmıştı. Leonardo’nun anatomi çizimlerini hatırladım. Öznelerinin taşıdığı hayata dokunmak istercesine daha da derinlere uzanır görünen o esaslı sepya desenleri.

Belki de Leonardo ile benzer bir huşuyla seyrettik bu parçayı babamla.

Araya dini filan sokma dürtüsü duymadan.

Dosdoğru!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder