Dağılıyorum ben de herkes gibi.
Odaklanamadığımda ama. Oyalanma ihtiyacıyla değil. (Oyalanmanın ihtiyaçlar
sıralamamda bir yeri olmayışının olumsuz yanlarından biri, sosyalleşmenin gevşek
zemini -laf olsun torba dolsun ilişkiler/iletişimler- için elverişsiz olması
belki.)
Bu, okuduklarıma da seyrettiklerime de fazladan
işlevler yüklüyor.
Camus’nün Veba’sını tam da bu zamanda okumanın
rahatlatıcı gelmesi gibi.
Sapıkça mı?
Benim için daha ziyade yangının önünü yangınla
almaya benziyor.
Adanalı kebapçının iş çıkışı evine giderken yaz
sıcağıyla kavrulan sokağa çıktığında duyacağı rahatlamaya.
Okumak burada da farklı kaslarımı çalıştırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder