Bir dosyanın peşinden derinliklerindeki karışıklığa
yuvarlanınca bilgisayarın bitlerini ayıklamaya oturdum.
Makul, pratik bir dosyalama yapıyorum ama arada aletin
gördüğü müdahaleler sırasında yedeklenenler ve nereye kaldıracağıma karar
vermediklerimle bol tekrarlı, salkım saçak bir yığın oluşmuş. Arşivin köşeleri
küflenmeye, kıyıları örümcek ağı bağlamaya başlamış.
Bir kar küreme makinesi gibi giriştim. Dosyalamayı
sıkılaştırdım. Tekrarları, fazlalıkları attım. GB’larca çöp boşalttım.
Fiziksel bir ayıklama ve temizlikten tek farkı
parmaklarımın isli toza bulanmamasıydı.
Beynimdeki ferahlama ise hiç farksız.
Yaşadıkça en büyük gereksinmem olarak belirginleşiyor:
Bana bol alan ve derli topluluk gerek. Fazlalıksızlık.
Ki yaşam ışığı, heyecanı, sevgisi fırdolansın,
dolanabilsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder