21 Haziran 2022 Salı

BAHÇE

Sabahları okuma vakti. Dervla Murphy ile Indus nehri boyunca Himalayaların eteklerinde dolanıyor, ardından yüzme tarzımı külliyen değiştirecek yüzme kitabına dalıyorum (Total immersion, Terry Laughlin). Yanımda bol naneli yaptığım çay, elimde tespih, gözüm bahçeye dala çıka.

İki karış bir alan ama barındırdığı çeşitlilik ve asıl ışık oyunlarıyla ucu bucağı yok. Buna içinden geçen sesleri de katmalı. Denizin uğultusu, yenidünyadan kopup taşa düşen iri bir kuru yaprak, toprağa düşen kayısı, çimene düşen (ve ağacın altını top toplayıcıların iş bıraktığı bir golf sahasına benzeten) incirlerin vb rastgele beneklediği ses panoramasına girip çıkan insan ve araçları (bir motosiklet, sürülen bir kapı, bir öksürük, çocuk çığlığı).



Okuduğum diğer bir kitap, zihni ve algıları tam da şu sıra benimkiler gibi hareket eden Jenny Odell’in How to do nothing başlıklı denemeleri. Bu sabah ikinci naneli çayıma Dikkat Egzersizleri bölümünde David Hockney’nin görme, John Cage’in işitme alanındaki arayışları eşlik ederken kendimi iple çekilen bir aile toplantısında gibi hissettim.

İçini ezberlerden boşaltarak alıcı kılarken alabildiğine pasif, aldıklarını dipsiz bir oyun ve keşif duygusuyla yeniden kurgularken alabildiğine aktif ol.

*

Birkaç gün önce Kırpık’ı el kadar kara bebesini çatılardan indirmiş, buradan götürürken gördüm. Kaplarını aşağı indirdim. Akşam bana çay, kim gelirse ona bir kap mama saati. Hepsi de Kırpık’tan çok daha iyi durumda, çoğu genç dişi, emziren kediler. Ürkek, gecikmişse kabın başındakini efendice bekleyen, rızkına ya da yokluğuna razı. Şimdilik seyirciyim. Yerimden kıpırdamadan izliyorum. Bazıları kıçlarını bana, başlarını daha çok sayıda tehlike gelebilecek bahçeye dönerek mamaya tetikte bir açlıkla yumulmaya başladı. Güvenmeye.



Kürkleri desen desen, renk renk. Sorumu hatırladım: Bunlar DNA’ya ne şekilde kayıtlı ki? Halı dokumacıların önündeki şablonların hücresel karşılığı ne?



*

Akşamüzerleri güneş batıdaki tepelere doğru alçalırken her şeyi bırakıp tatlanan ışığın peşinden an be an değişimine, değişime dalıyorum.

O her şeye bedel bir meditasyon.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder