29 Mart 2020 Pazar

KALELER, KULELER VE SAVAŞ


Denizin ortasına dikilenlerin efsanelerini hatırlıyorum. Kızkalesi, Kızkulesi. Kehanet, kızını bir kötülüğün öldüreceğini buyurunca kral biricik yavrusunu korumak için denizin ortasına bir kale yaptırır, prensesi oraya kapatır. Kimseyle de görüştürmez. Kötülüğün nereden geleceği belirsizdir. Günlerden bir gün prenses, erzak sepetinde incirler arasına çöreklenmiş çok zehirli yılan gövdesindeki kötülüğü kendi elleriyle yukarı çeker.

Bir güvenlik şirketi sahibinin söylediklerini hatırlıyorum. Güvenlik yüzdesi yükseldikçe maliyet katlanarak artar. Bir noktadan sonra artık maliyet-yarar oranı tersine döner. Yüzde 100 güvenlik yoktur demişti.

*
Bu bir savaş! diyor Macron, başka siyasetçiler. Bu ne kibir diyorum. Burnumuz hâlâ mı sürtmedi? Dize getirilecek, fethedilecek, ardından zafer sarhoşluğuyla göğüsler yumruklanacak, üstesinden öyle gelinmez böyle gelinir şişirilmişliğiyle insan doğayı talana kaldığı yerden devam edecek.

Tehlike karşısında insan en iyi bildiği şeyi yapıyor. Siyasetçi savaş ilan ediyor, hekimler, sağlıkçılar yaşatmak için varları yoklarını ortaya koyuyor.

Savaş! İnsanı yaşatmaktan çok bir şeyleri öldürmeye bakmak.

Bu mecaz ağırlarına bile gitmiyor belli ki.

Pençesini “savunma” lafının ak ununa bulamış kurt örneği, öldürmeye, yok etmeye milyarların gömüldüğü savaş makinesinin karşısında gözün görmediği bir.. ne? Canlı ile cansız arasındaki sınırı sorgulatan bir virüs.

Bu, birinin mevcudiyeti diğerinin yıkımı olan iki VAR-lığın karşılaşması. Bir var kalma mücadelesi.

Dalgayı ilk göğüsleyen tıp insanları karşılaşmadan galip çıkmak için canlarını dişlerine takarken politikacılar şiddete teşne fanatik taraftar gibi.

Liderlik ise çok farklı. Çok nadir.

*
Her gün güvenliğin yüzdesini biraz daha yükseltici yeni keşifler, icatlar çıkıyor. Maske? O (çeşit çeşidi içinde en iyisi) bile yetmez. Bakın Japonlar-Koreliler-Çinliler ne bulmuş: Daha da duyarlı, daha da ağır çekimli kameralarla parçacıkların havadaki hareketi, etkinlik süreleri, savuşturulması için yapılacak yeni yeni şeyler, dikkat edilecekler.

Maliyet-yarar dengesinin tersine çevrildiği noktaya galiba geliyorum.

Kimseyle görüşmeyeyim. Alışverişi iyi düşünülmüş bir liste ve hızla yapayım. Kendime iyi bakayım.

Gerisi, yüzde 100’lere göz dikmekten, yanılsamalardan vazgeçiş.

Ve insanın kafasını bir anda süt liman eden teslimiyet.

Çekilecek çilem varsa çekerim, vaktim gelmişse de çekip giderim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder