1 Ocak 2020 Çarşamba

MIND LIKE RIVER


Sophie Hassfurther tenor sax, Oğuz Büyükberber bas klarnet, takılıyorlar.

Ben de onlarla.



Yılın ilk günü. Ortalık diğer köyümdeki kadar sessiz. Zaten erken kalktım ama kaçta uyanırsam uyanayım, güne elektroniksiz uzun bir geçit açarak başlıyorum. Postaya, medyaya saldırmadan. Kedilerin hiç aceleye getirmediği gerinme fasılları gibi. Algılarımı salağa çevirmeden önce kulak veriyorum.

Bugün ne alemdesiniz bakalım?

Kulak vermek sessizliğe alan açmak demek. Yavaşlığa. Sükunete.

*
Sax ile klarnet de öyleler. Birbirlerine kulak kesiliyor, alan açıyor, birlikte akıyor, çakışıyor, zıtlaşıyorlar. Sadece ikisi. Artmaz ama yeter.

*
San Francisco’da yaşayan üç genç girişimci bir dopamin perhizi geliştirmiş. İsim yanıltıcı diyorlar; dopamin işin sonu, aslında uyaran perhizi bu. Telefon, tablet, bilgisayar, tv vb. yoluyla maruz kaldığımız uyaran bombardımanı öyle sarhoş edici ki uyarım eşiğimizi yükselttikçe yükseltiyor. Madde bağımlılığında olan burada da oluyor. Dozun durmadan sıklaşıp yoğunlaşması lazım ki eşiğin altında derinleşen o boşlukta yok olup gitmeyelim -bağımlının kafasının bir köşesinde bunun korkusu yok mudur? Sanki dipsiz, karanlık bir boşluk seni ham etmek için dev ağzını açmıştır. O telaşla telefonunu dürtükler, müziği açar, bir sigara daha yakar, kendini insanlar arasına atarsın.

*
Mind Like River albümünün bir parçası Contemplating.

Zırt diye bir sonuca varmadan, varılmış sonuçlarla soluğu kesilmeden düşünmek. İzlemek daha çok. Söz kesmeden, maymun gibi daldan dala atlamadan.

*
Uyaran salağı olmanın belki en kötü tarafı, karşımdakinden geçtim, kendime yabancılaşmak. Durup alan açmaz, kulak vermez, zaman tanımazsan kime, neye, nasıl yaklaşabilirsin ki? Hep bir ağızdan ötüşür, teğet geçer gideriz öylece. (Sonra da serbest doğaçlamadan nefret ederiz değil mi? Oysa bunda şu perişan, kulaksız kafalarımızın sese doğrudan bir tercümesini de bulmak nasıl da mümkün.)

*
Noises, Sounds and Sweet Airs

Şeker ya da yağ (salça) damak eşiğini nasıl yükseltirse, kesintisiz uyaran da algıya onu yapıyor. Eşik çoktan toksik bir hal alırken altı ölümüne yavan geliyor.

San Francisco’lu gençlerin dopamin perhizi benim de kaç kez sınadığım, sonuç veren basit fikre dayalı: Bağımlılık davranışını kes. Algı/tatmin eşiğin normale dönsün. Sonra bir daha bak bakalım yavan ne, sıkıcı ne, sessizlik ne?

Ve dahi kaygı, endişe?

Boşluk ve karanlık?

*
Wild Waves Whist

Damağını geri al. Sadeliğin tadını.

Paçavraya dönmüş dikkatini geri al. Yekpareleşsin, soluğu uzasın.

Asıl tatmin yolun o. Saatlerini verdiğin aptal saptal hayvan videoları, ıvır zıvır, o ne dedi bu daha daha ne söyledi bahanesiyle yapıştığın ekranlar değil.

*
3D in the Dark



Zihin gerçekten su gibi.

Bazen buharlaşıyor

Bazen akıyor

Bazen maskara kalıplara doldurulup donduruluyor

Bazen de ne var ne yoksa önüne kattığı gibi sel olup gidiyor.

Çağıldaması can katıcı.

Akıştan kopup yeşil kaymaklar bağladığında ise kokusundan yanına yaklaşılmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder