Güneşli bir gün. Masmavi. Sahilde, kumların üzerine bir amfi kurulmuş, dolup taşıyor. Sıradan biriyim, bu insanların onun için gelmiş olamayacağı biri ama demek ki bundan ibaret de değilim; kendimi, dinleyicilerin arkasında, kordon boyunun düzgünlüğü bir an dikkatimi çeken geniş kaldırımında, siyah bir kuyruklu piyanonun başında buluyorum. Oracıkta.. sehpasından bağlı olduğum piyano düşüncemin, irademin uzantısına dönüşüyor. Bir küheylana! Dörtnala değil ama süzülürcesine ilerliyor, kumsala sapıyor, dinleyicilerin biraz uzağında, çapraz karşısında, yüzüm denize bakar duruyoruz. Ve başlıyorum. Melodiden ziyade esaslı bir şeylerin bedensel anısı, hareket dökülüyor parmaklarımdan. Ama ne dökülmek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder