Terör bizi, içimizdeki Yorumcuyu hangi kapılardan dalarak terörize, darmaduman ediyor?
Sağ kalmak yaşamın birinci önceliği olduğundan
reseptörlerin Bâb-ı âli, tehdide duyarlık. Evrimsel olarak amaca hizmet eden bir
işleyiş, yaşam koşulları değiştiğinde büyük bir zaaf haline gelebiliyor. Burada
da öyle olmuş. Tehlike duyarlığı negatife hassaslık olarak sürüyor. Çalıların
arasından üzerimize atılmaya hazır kaplanların yerini hafiften ağıra negatif
algıladıklarımız almış. Konu ister asık bir yüz, ters bir eleştiri, ağrıyan
ayak ya da despot bir yönetici olsun, negatif terazide ağır basıyor.
(Araştırmalarda bir negatifi dengelemek için ortalama dört pozitife ihtiyaç
duyduğumuz bulunmuş.) Negatif pozitifi karartıyor.
Kapanmamış dosyalar. Beyin bir çözüme kavuşturamadığı
durumları büyük miktarlarda enerji harcama pahasına arka planda da olsa kapanmamış dosyalar olarak işlemeye, yoklamaya,
güncellemeye devam ediyor. Mesele her ne ise, dilin durup durup ucu kırılan azı dişine
gitmesi gibi dikkati meşgul ediyor, bölüyor. Sürekli uyarılıp bölünen dikkat
ise (internet ve cep telefonlarıyla da yaşadığımız hal) tescilli bir stres
kaynağı. Beyin belirsizlikten hoşlanmıyor.
Negatife duyarlık belirsizliğe tahammülsüzlükle
birleştiğinde kendini vurucu bir güce dönüşüyor.
Genetik reseptörlerin yanında bir de kültürel reseptör
var ki Yorumcuyu yoğuran çok önemli bir faktör de o. Tehdit karşısında bir
araya gelmek insanın evrimsel bir eğilimiyken bizimki gibi her daim topluluğa
uymanın makbul sayıldığı bir kültürde genelin dışına çıkmak teşvik edilmiyor, açıkça ya da içten içe yeriliyor, kınanıyor. Tek sesli müziğin diyarı bu. Farklılık, başkalık en
hafifinden kuşkuyla karşılanıyor. Herkes gibi/kadar düşünmek, hissetmek, ifade
etmek içselleştirdiğimiz bir amentü. Güçlü bir biçimlendirici. Bu “herkes”in
şiddetle kamplaştığı dönem, ait olunan hangisiyse topluluğa sadık kalma
dürtüsünde bir şey değiştirmiş görünmüyor.
Topluluğunda herkes İspanyol gribine yakalanmışken sen
sağlıklı kalamazsın, kalmamalısın. Yakışık almaz. Buna bir de sağ kalanın
suçluluğu eklendiğinde terörün kara bulutları arasından ışığı seçmenin güçlüğü
katmerleniyor.
Terörün artçı etkileriyle etkileşimimizi, Yorumcumuzun
karşılığını biçimlendirici birkaç nokta.
Neler yapmalı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder