8 Haziran 2022 Çarşamba

90 SANİYE, BAŞVURDUĞUMUZ DİKKAT DAĞITICILAR -3


·       “Coğrafi bir çözüme” yöneliyor, tası tarağı topladığınız gibi acınızın kaynağı olan yerden fiziksel olarak geçici veya temelli ayrılıyor musunuz?

 

Kimileri hissetmek istemedikleri duygulardan kopmak için bir tartışma sırasında mekanı terk eder. Kimileri rahatsızlık verici toplantılar ya da sosyal yükümlülüklerden kaçınmak için işi şehir dışına çıkmaya veya bir kent, bölge, ülkeden temelli ayrılarak acılarının kaynağından uzaklaşmaya kadar vardırır. Ama nereye gittiğinizin bir önemi yoktur; duygusal sorunlarınız sizinle kalacaktır. Kaçınmaya çalıştığınız duyguların kaynağı ile aranıza gerçek anlamda mesafe koyduğunuz durumlar yaşadınız mı? Bunlardan kaçmaya çalışmak yerine kendinizi bu duyguları hissederek aşmaya bıraksanız ne değişebilirdi?

 

·       Bir olay, durum, kişi ya da olanak umurunuzda değilmiş gibi konuşuyor ya da hareket ediyor musunuz?

 

“Umurumda değil,” nahoş durumlara yaygın bir tepkidir -sorun şu ki, derinden derine umursuyorsanız tekrar tekrar bunu söylemek bir şey değiştirmez. Daha yerinde olan “Aldırmak isterim” demektir. Duygular hâlâ oradadır. Sizin uzaklaşmak istediğiniz duygular hangileri?

 

·       Kendi yaşadığınızın haz etmediğiniz yanlarını başkalarına yansıtıyor musunuz?

 

Bu strateji kendinizde hoşlanmadıklarınızı başkalarına yansıtma üzerinedir. Sözgelimi dış görünümünüzden mahcup ya da sosyal ilişkilerde beceriksizseniz dış görünüşlerinden ötürü başkalarını yargılayabilir, sosyal beceriksizliklerine laf edebilirsiniz. Aslında bunlar kendinize ilişkin sizin düşünceleriniz ve kendinizi daha az kırılgan hissetme girişimidir. Sizce kendi duygusal tecrübelerinizden uzaklaşmak için yansıtma yapıyor musunuz? Yaptığınız anda bunun farkında mısınız? Yoksa ancak sonradan mı fark ediyorsunuz (veya belki belirtildiği şu ana kadar farkında değildiniz?)

 

·       Akıl okumaya girişiyor musunuz?

Akıl okuma başkalarının sizin hakkınızda düşünüp söyledikleri konusunda varsayımlarda bulunmaktır. Genellikle mahcubiyet ya da kırılganlık duygularını uzak tutmak için başvurulur. Başkalarının sizin için düşündüklerinden kaygılanıyor musunuz? Neler söylediklerini hayal ediyorsunuz?

·       Gerçeği söylemek çok zor ya da utanç verici olduğu için yalan söylüyor ya da bilgileri hasıraltı ediyor musunuz?

 

Kendinizi bir yoklayın. Gerçeği söyleyecek olsanız muhtemelen rahatsızlık duyacağınız için ne kadar yalan söylüyor ya da bilgi atlıyorsunuz? Hangi zor duygulardan uzaklaşıyorsunuz?

 

·       Kendinize odaklanmamak için dikkatinizi ve enerjinizi başkalarının ihtiyaçlarına karşılamaya mı veriyorsunuz?

 

Kendi duygularınızı, ihtiyaç ve sınırlarınızı görüp kabul etmek genellikle zordur. Başkalarının daha fazla sorunu, daha zorlu problemleri ya da daha büyük ihtiyaçları olduğunu görmek onların ihtiyaçlarına odaklanmanızı sağlar. Mesele, bu şekilde kendi ihtiyaçlarınızı azımsamanız ve gerçek duygularınızı, endişelerinizi bir yana atıp bunlardan kaçınmanızdır. Hiç başkasının durumundan yararlanarak bunu kendi duygu ve ihtiyaçlarınızla yüzleşmemenin özrü olarak kullandınız mı?

 

·       Dikkatinizi dağıtmak için özveriye, abartılı bir sorumluluk hissi ya da kendinizi feda etmeye başvuruyor musunuz?

Bunu bir üstteki stratejinin yakın bir çeşitlemesi olarak düşünün. Gerçek ihtiyaç, duygu ve endişelerinizi azımsarsınız çünkü başkalarına yük ya da mağdur olduğunuz düşüncesi nahoş duyguların fiziksel rahatsızlığını hissetmekten daha kolay görünür. Tanıdık geliyor mu?

·       Kendi yaşadıklarınızdan kaçmak için ayıplıyor, dedikodu ya da şikayet ediyor musunuz?

 

Başkalarını ayıplamak, eleştirmek, dedikodusunu yapmak odağı sizden başkalarına ve başka durumlara kaydırır. Bu davranışlar aralarında sekiz zor duygudan biri ya da birkaçı -özellikle üzüntü, öfke, hayal kırıklığı, mahcubiyet ve kırılganlık- bulunabilen kendi duygularınızdan sorumlu olmamanızı kolaylaştırır. Bunlar aynı zamanda dikkatinizi yaşadığınız tecrübeden ve herhangi bir durumda sorumluluk üstlenmekten de alır. Kendinizi duygularınızdan uzaklaşmak için kınamalara, dedikoduya girişmiş bulduğunuz oluyor mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder