·
Kendinizi
“saplanıp kalmış” hissediyor musunuz?
Bir
projeye başlamayı düşündüğünüz, hatta başladığınızda takılıp kaldığınızı
hissediyor musunuz? Sonuçtan hayal kırıklığı duyacağınızdan korktuğunuzda durma
eğilimi ortaya çıkabilir -durduğunuz için de eninde sonunda hayal
kırıklığı yaşarsınız. Hareketsizlikten çıkış yolu da eyleme geçmektir. Bir şeye
başlayın. Kendinizi verin ve durmayın. Sadece devam edin. İvme ivmeyi çeker.
Nasıl bir projeyi tamamlamak ya da ne gibi bir amaca ulaşmak istiyorsunuz? İvme
yaratmak üzere hangi adımları atacaksınız?
·
Hissettiklerinize
ilişkin neler hissediyorsunuz?
Üzülmeye
başlıyor, ardından üzüldüğünüz için kızgınlık duyuyor musunuz? Ya da kızıyor
ama kızgınlığın kabul edilmez olduğu düşüncesiyle hayal kırıklığı mı
duyuyorsunuz? Ya da hayal kırıklığınızdan ötürü mahcubiyet mi?
Hissettiklerinize ilişkin hisleriniz dikkati ilk tepkinizden ve en içten duygu
deneyiminizden alır. Gerçek duygularınızı örten ikinci bir katman olur ve bu
ikinci katman daha fazla duygusal stres ve duygusal sorunlar yaratır. Bu
temanın sayısız çeşitlemesi vardır. Bu size bir şey ifade ediyor mu?
·
Nahoş
duygulardan birini alıp onu gerçekte olduğundan daha uç bir noktaya getiriyor
musunuz?
Örneğin
Janell birbirine yakın çeşitli hayal kırıklıkları yaşıyordu; konuşmamız
sırasında bunları “hayal kırıklığı”ndan başlayıp “umutsuz” olarak tanımlamaya
geçti. Bunların her biriyle kendi içinde baş edebilirken hepsini bir araya
getiren zamanlama boğucu gelmişti; umutsuzluğa da o zaman geçti. Ted hayal
kırıklığını hoşnutsuzluk ve içerlemeye dönüştürdükçe olumsuzluğu yüzünden
insanları kendisinden uzaklaştırıyordu. Belki siz de üzüntü yaşıyor, bunu daha
aşırı bir biçimde ifade ediyorsunuz. Yaşanan duyguları olduklarından daha
keskin bir şekilde dışa vurmanın getirdiği zorluk, yaşadığınız doğal ve
sağlıklı duyguların bu şekilde toksik bir hal almasıdır. Üzüntü gibi bir duygu
kolayca tırmanarak olumsuzluk ya da içerleme gibi daha zarar verici bir
karşılığa dönüşebilir. Bazı duygulara verdiğimiz aşırı tepkiler içimizden
kaynaklanan bir strese yol açabilir. Bu strateji moral bozucu, güçten
düşürücüdür ve hareketsizlik ile kendini geri çekmeye kapı açar. Nahoş
duyguları daha aşırı bir hal alacakları şekilde abarttığınız oldu mu? Sonuç ne
oldu?
·
Kendinizi
olumsuz değerlendirmeye, olumsuz iç konuşmaya, kırıcı özeleştiriye kapılarak
duygularınızı kendinize ilişkin alçaltıcı ya da nefret dolu bir yargıya
dönüştürüyor musunuz?
Çoğu
kişi dikkati çelmenin bu biçiminde ustalaşmıştır; burada nahoş bir duyguyu bir
düşünce ya da inanca çevirirsiniz. Sık rastlanan örnekleri arasında çaresizlik
duygusunu yetersiz, iyi şeyleri hak etmeyen ya da değersiz olduğunuz inancına
çevirmek veya mahcubiyetin özünde yetersiz olduğunuzu yansıttığına inanmak
vardır. Siz duyguları ne şekilde özyıkıcı yargılara çeviriyor olabilirsiniz?
·
Kendinizi
başkalarıyla kıyaslıyor musunuz?
Kendinizi
başkalarıyla kıyaslamak kırıcı özeleştirinin diğer bir biçimidir. Başkalarına
odaklanmanız nedeniyle kendi deneyiminizi göz ardı eder. Kendinizi başkalarıyla
karşılaştırmanın tek olumlu nedeni şevk vermek, kendinizi başkalarının
yaptığını siz de yapabilecek şekilde görmektir. Bunun dışında, dikkatinizi
kırılganlık, hayal kırıklığı, üzüntü ya da engellenmişlik hissettiğiniz
gerçeğinden uzaklaştırmanın bir yoludur. Kendinizi şu sıra kiminle
karşılaştırıyorsunuz? Bunu kendinizi teşvik dolayısıyla mı yoksa bir tür dikkat
dağıtıcı olarak mı yapıyorsunuz?
·
Başkaları
karşısındaki davranış ve konuşma biçiminiz de dahil olmak üzere hayatınızın her
alanında mükemmel olmaya mı çalışıyorsunuz?
Odağınız
mükemmel olmaksa bu sizi kusurlu (ama son derece gerçek) şimdide yaşamaktan ve
spontan, hakiki olmaktan alıkoyabilir. Bu başkalarının gözüne daha elverişli
bir ışık altında görünmek için davranışlarınızı kontrol altında tutma
çabasıdır. Kırılganlığınızdan ya da diğer nahoş duygulardan uzaklaşmak için
mükemmeliyetçiliği kullanıyor musunuz? Mükemmeliyetçiliğiniz hangi duyguları
gözden saklıyor olabilir?
·
Asıl
endişe ve duygularınızdan uzaklaşmak için tek bir meseleye odaklanıyor musunuz?
Kadınların
döne döne erkek arkadaşlarının kendilerini daha ilginç kadınlar için terk
etmesi korkusuna kapılışını dinlerim. Bu endişe çoğunlukla kendilerini kırılgan
hissettiklerinde ya da ifade ettikleri korkularla ilişkisi olmayan başka
meselelerden ötürü kaygı duyduklarında öne çıkar. Ne zaman nahoş duygularla
yüzleşseniz -yaşamakta olduğunuz şeyle hiçbir ilgisi olmasa bile- sinsice baş
gösterip içinizi kemiren bir korku var mı?
·
Dikkatinizi
duygudan almak için ilgisiz ayrıntılara fazlasıyla kapılıyor musunuz?
Belirli
bir meseleye odaklanmak yerine herhangi bir durumda önemsiz ayrıntılara
kendinizi kaptırarak dikkatinizi hayatınızda gerçekten bir önemi olan konudan
uzaklaştırıyor olabilirsiniz. İnce eleyip sık dokuyumak analizlere dalıp hiç
harekete geçmemenize yol açarak sizi felce uğratabilir. Bu zaman zaman
düştüğünüz dikkat dağıtıcı bir tuzak mı?
·
Yaşadığınız
andaki duygusal deneyiminizden uzaklaşmak için geçmiş ya da geleceğe
odaklanmaya başvuruyor musunuz?
Bazıları olayları durmadan kafalarında evirip çevirerek geçmişte yaşar; bazıları yaşamakta olduklarından uzaklaşmak için beklentilere ve gelecekte yaşamaya sığınır, kimileri de duygusal rahatsızlıkla baş etmek için planlama ve organizasyona başvurur. Tracie gelecekte yaşayabileceği hayal kırıklıklarına hazırlanmak, bunların üstesinden gelebilmek için kafasında sayısız senaryo üretiyordu; sonuç, kırılganlığına açıklıktan, dolayısıyla incinebileceğinin kabulünden yoksun, artan bir kaygı idi. Siz hiç olayların mevcut gerçekliğinden kaçınmak için bunların geçmişi ya da geleceğinde yaşamaya kalkıştınız mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder