Turist olmak tercihi, yönelimi, eğilimi olmamak demek
değil.
Bunlara kısmen gayet de vurgulu bir şekilde sahibim.
Sözgelimi disiplin, doğruluk, sözünün eri olmak, zarar vermemek benim de
gözettiğim şeyler.
Fark, bunları ilkeler, normlar biçiminde
genelleştirmemek, koşullar üstü bir geçerlik iddia etmemek, kendi üzerimde birer
zorlayıcılık olarak almamak. Hayatımı daha sürtüşmesiz, tatlı, güvenilir,
verimli vs kıldıkları için yollarından gitmek. Bana hizmet ettikleri için.
Dolayısıyla önüme gelene ardından baktığım, yargıladığım,
etiketlediğim, görüntüyü şiddetle kıran kalın filtreler olarak kullanmamak.
İnsanla hayat arasında giren baş yabancılaştırıcının
fikirlerin, normların vs sultası altında yaşamak olduğunu görür oldum.
Ben değil, sen değil, kimse olmayan soyut bir insan fikri adına verilmiş fermanlar
yaşamı nasıl bir yük, yutulmaz bir lokma, tatsız bir vazife haline getiriyor,
dolaysız algılamayla gelen canlılığın, yaşama sevincinin canına okuyor.
Makbul insan olmanın gerekleri ister inançla ister ideolojilerle
dayatılsın beni benden almıyor mu?
Ben ideallerle boy ölçüşmek zorunda değilim.
Benimsemediğim, benimsetilmediğim, o yönde ehlileştirilmediğim sürece hiçbir
fikre, kavrama bir borcum yok.
Yüceltilen kültürel değerlerle de aynı geçerli. Sözgelimi
Batı kültürü. Bir vakitler ulaşılmaz, ezici gelen doruklarından bugün daha
büyük, üstelik hakiki bir zevk alıyorum çünkü içine adım adım ve
saygıyla, ansiklopedik bir kapsayıcılıkla girilmesi vaaz ya da ima edilen bir
şey olmaktan çıkardım onu; çocuğun bisikleti, salıncağı gibi, şu kenarı bu köşesini
öyle olmalı-böyle olmalılardan özgür bir keyfilikle seçtiğim, kendimin kıldığım bir
oyun arkadaşı, oyuncak gibi yaklaşıyorum. Böylece şaşırtıcı bir şekilde
derinleşen takdirimde teklifsiz, içli dışlı, senli benliyim. Mirasını dolaysız,
algısal bir keşfin kişiselliği ile tadına varılan ürünler haline getirdim.
Turist olmak tutkusuz olmak da değil. Ama tutkuyu geçip
gitmeye, kapıyı yenisine açmaya bırakmak. Amacı, amacın aracından ibaret
kalmadan gütmek, artık bir şey ifade etmediğinde yoluna devam etmek.
Geçerliği ve zorlayıcılığına inanmak, inandırmak için,
seküler ya da değil, kutsal, dokunulmaz kıldığımız, birey üstü bir
yere oturttuğumuz büyük fikirlerin, kavramların birer kurgudan ibaret olduğuna
uyandığım an hayatla ilişkim dolaysızlaştı, yalınlaştı, hafifleyip rahatladı.
Tatlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder