16 Mart 2018 Cuma

TURİST AMA


Turist olmak tercihi, yönelimi, eğilimi olmamak demek değil.

Bunlara kısmen gayet de vurgulu bir şekilde sahibim. Sözgelimi disiplin, doğruluk, sözünün eri olmak, zarar vermemek benim de gözettiğim şeyler.

Fark, bunları ilkeler, normlar biçiminde genelleştirmemek, koşullar üstü bir geçerlik iddia etmemek, kendi üzerimde birer zorlayıcılık olarak almamak. Hayatımı daha sürtüşmesiz, tatlı, güvenilir, verimli vs kıldıkları için yollarından gitmek. Bana hizmet ettikleri için.

Dolayısıyla önüme gelene ardından baktığım, yargıladığım, etiketlediğim, görüntüyü şiddetle kıran kalın filtreler olarak kullanmamak.

İnsanla hayat arasında giren baş yabancılaştırıcının fikirlerin, normların vs sultası altında yaşamak olduğunu görür oldum.

Ben değil, sen değil, kimse olmayan soyut bir insan fikri adına verilmiş fermanlar yaşamı nasıl bir yük, yutulmaz bir lokma, tatsız bir vazife haline getiriyor, dolaysız algılamayla gelen canlılığın, yaşama sevincinin canına okuyor.

Makbul insan olmanın gerekleri ister inançla ister ideolojilerle dayatılsın beni benden almıyor mu?

Ben ideallerle boy ölçüşmek zorunda değilim. Benimsemediğim, benimsetilmediğim, o yönde ehlileştirilmediğim sürece hiçbir fikre, kavrama bir borcum yok.

Yüceltilen kültürel değerlerle de aynı geçerli. Sözgelimi Batı kültürü. Bir vakitler ulaşılmaz, ezici gelen doruklarından bugün daha büyük, üstelik hakiki bir zevk alıyorum çünkü içine adım adım ve saygıyla, ansiklopedik bir kapsayıcılıkla girilmesi vaaz ya da ima edilen bir şey olmaktan çıkardım onu; çocuğun bisikleti, salıncağı gibi, şu kenarı bu köşesini öyle olmalı-böyle olmalılardan özgür bir keyfilikle seçtiğim, kendimin kıldığım bir oyun arkadaşı, oyuncak gibi yaklaşıyorum. Böylece şaşırtıcı bir şekilde derinleşen takdirimde teklifsiz, içli dışlı, senli benliyim. Mirasını dolaysız, algısal bir keşfin kişiselliği ile tadına varılan ürünler haline getirdim.

Turist olmak tutkusuz olmak da değil. Ama tutkuyu geçip gitmeye, kapıyı yenisine açmaya bırakmak. Amacı, amacın aracından ibaret kalmadan gütmek, artık bir şey ifade etmediğinde yoluna devam etmek.

Geçerliği ve zorlayıcılığına inanmak, inandırmak için, seküler ya da değil, kutsal, dokunulmaz kıldığımız, birey üstü bir yere oturttuğumuz büyük fikirlerin, kavramların birer kurgudan ibaret olduğuna uyandığım an hayatla ilişkim dolaysızlaştı, yalınlaştı, hafifleyip rahatladı. Tatlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder