21 Temmuz 2015 Salı

SURUÇ

Oradalar. Aralarındayım. Heyecanları. Meydan okuyuşları. İyi, yapıcı bir şeyin parçası olma sevinci. Tazelik. Açıklık. Umut. Enerjileri bana akıyor. İnsanlar. Her türlü tasniften önce insan. Kanlı canlı. Gerçek. Senin gibi benim gibi. Bana hiçbir yere sapmadan buradan dokunuyorlar.

*
Bomba ortalarında patlamakla kalmıyor. Onlar bir an varken şimdi kanlı ve cansız. Yok.

Bomba, haberi alanın zihninde ve duygularında da patlıyor.

Yeri yerinden oynatan sarsıntı.

Dehşet.

Korku.

Öfke.

Saldıracak, tutunacak bir şeyler bulma telaşı.

Bir açıklama getirme, fikirlere, görüşlere, bilmişliğe kaçıp uzaklaşma.

Kaosun yırtıcılığını kafalarda derilip çatılan düzen getirici düşüncelerle savuşturma.

Ya da donukluk. İktidarsız bir kanıksamışlık. Artık hissetmeyiş.

*
İlk dokunuşta kalıyorum. Temasta.

Kaçınılmazca çatallanacak, çatışacak, parçalanmayı daha da besleyecek kavramlaştırmalara sarılma dürtüsünü bir yana itiyorum. Biz demiştik, işin özü.. gürültülerinden geçilmeyen kanalları kapıyorum.

Ne yapacağını bilemediğinde donan, kayıtsızlaşan duyguların yüzeyini bağlayan zehirli kaymağı da sıyırıyorum.

Sarsıntıyı savuşturma güdüsü ne kadar dürtse de bilmezlikle, kaosla, acıyla kalıyorum. İlk ve doğrudan temasta.

İnsandılar. Her türlü tasniften önce insan. Senin gibi benim gibi. Ama’sız, aslında’sız.

Tuhaf ama bin bir yoldan kaçılan değil, dibine kadar duyulan acı birleştirici, onarıcı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder