Bir sabah perdeleri açtığımda karşımdaydı: Koyun ortalık
yerinde sapsarı bir fenercik! Bu da nerden çıktı diye sorduğum arkadaşım, yok,
o bir işaret şamandırası, dedi.
Ne yapıyor ki orada?
Belki tabanın sığlaştığı bir yeri işaretliyor.
Yeni mi aklına gelmiş de balıkçılar dışında teknelerin
uğramadığı kış vakti göreve başlamış?
Orada batan bir tekne olduysa belki onu gösteriyordur.
Kim bilir kafasından neler geçiyor ama bu plastik
minyatür fener, gözümün sabah ilk iş onu aradığı bir ahbap oldu.
Sarı plastik banyo ördeklerini andırmasıyla genel
çocukluğun tatlı hislerini, küvetin sıcağı kuşatıcı, mis kokulu suyu, annenin
dokunuşu, ördekle oyunlar vd uyandırarak gözümden kalbimde birikmiş anlara
uzanıyor, içimi ısıtıp yumuşatıyor.
Dün yanlarından geçerken ağlarını onaran balıkçılara
sordum.
Ha, o mu, dediler, şamandıra değil, büyük tekneleri
uyaran bir fener, aşağıdaki balık çiftliklerinden kopup gelmiş. Sahil korumaya
haber verdik, gelip çekecekler.
Etrafında sınır iplerinin beyaz makaralarından oluşma
kopuk halkalar halinde denize yayılmış, adeta zil çalan etekleriyle demek ta üç
koy öteden bata çıka gelmiş. Tam da sarı plastik bir banyo ördeğinin yapacağı
gibi.
Gözlerim onu arayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder