14 Aralık 2023 Perşembe

FİLTRELER- FİLTRELER

Bir şeyin, herhangi bir şeyin sivrilerek dikkatimin ön planına çıkabilmesi için ne çok koşulun hizalanması gerekiyor!

Dikkatim onu dört bir yana çekiştiren etkilerden (kaygılar, arzular, akıl çeliciler) nispeten özgür, açık olabilmeli.

Nesnesine ilgi, merak ya da ihtiyaç duymalı.

Bildiklerini bir yana bırakıp kapıyı bilmediğine açabilmeli.

Bu nesnenin zemini sürülmüş bir tarla gibi hazır olmalı.

O vakit filtrelerimden su gibi içime akabilir.

Yoksa, hazır olmayışın, direncin, tepkinin, önyargıların üst üste sıralanan filtrelerinin tepesinde ayva gibi takılıp kalır. Benim dikkatimin sahnesinde yıldızlaşan şeye onu sunduğum kişiler omuz silker, dudak büker, hazır-bayat reflekslerle alaşağı eder. Ya da bu kadar bile algılanmadan geçilir. Tıpkı bu yıldıza benim de geçmişte belki yapageldiğim gibi.

Kişisel-çevresel koşulların bu karmaşık etkileşiminden soyutlanmış “tavsiyeler” onun için bu kadar havada kalıyor olmalı. “Kişisel gelişim” vd girişimlerin pek yol aldırmaması bundan mı? Ben yaptım iyi geldi, sen de yap!

Dikkatimin sahnesinde böylesine berraklaşmış, etkinleşmiş duran şeye onun öyle olmadığı kişi gözlüksüz bir ileri derece miyop gibi “bakıyordur.” Tıpkı benim de miyop kaldığım nice şey gibi.

Hiç değilse bunu öğrendim. Benim için ışık ve yoğun bir enerji, heyecan kaynağı olanın, onu böyle ışıldatmış koşulların yokluğunda karşımdaki için taş kadar donuk kaldığını. Herhangi bir şey ifade etmediğini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder