Anlaşılır olmasına anlaşılır. Hayat pahalılığı, geçim derdi, belirsizlik, sürekli kaygı, endişe, toplumsal hoşnutsuzluk. Bu kadar el altında, güncel ve ortak olması şikayeti geçerli kılmakla kalsa iyi. Algıyı, düşünceyi, duyguyu boydan boya, derinlemesine işgal etmesine geçit verildiğinde deli gömleği kadar sıkılaşıyor, sınırlandırıyor.
Geri kalanı boğan, gıdasını, nefesini kesen bir ayrıkotu,
şikayet.
Aklın fikrin ona takılıp kalması bir şeye de çare olsa.
Olmuyor. Gözü karartıp ufku daraltıyor, çözümlerin
belireceği zemini, berraklığı donuklaştırıyor.
Orada da durmayıp insanın dağarını baskı ve tekeli altına
alıyor. Dışına çıktığında yadırganıyor, kınanıyorsun.
Ama o zehirli doğası ne de tatlı. Kolay. Bitiştirdiği
insanları nasıl da bir hiç değilse yalnız olmadıkları hissiyle, yanığı üfler
gibi avutuyor.
O da olmasa topluluk olma hassası hepten yitecek sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder