Anormalin normalleşmesi kadar insanı yabancılaştıran, yönsüzleştiren şey yokmuş.
Aşama aşama, derece derece.
Sığınılacak hiçbir liman bırakmamak üzere.
Sınır tanıma, saygı, hak hukuk, öngörülürlük, güven.
Giderek esenlik ve umut.
Bıçağın eti geçip cüzdanımızla kemiğe dayanmasıyla
dımdızlak ortadayız.
Sürekli dövülen çocuğun dayak arsızı olmasından önceki
halde. Darbenin ne zaman, nereden, ne şiddetle geleceğini kestiremez. Gözlerini
kırpıştırarak etrafa bakarken donar kalır. Güven duygusuyla birlikte
hayatiyeti, yaşam sevinci sönmüş, dünyası tehditlerden ibaret, hareketliliği
savunma (savaşamayacağına göre buz kesilme) ile sınırlanır.
Böyle yoğun bir tehdit algısıyla devam edemeyeceği için donma kabuk bağlamaya çevirir. Kendine kapanır, kabuğu, can çekişen dinamizmini
kuşatarak kalınlaşır. Çevresine duyarlığı, merak duygusu, çözümler bulma
dürtüsü yiter.
Serpilmenin yerini hayatta kalma alır.
Ne yazık!
Ve ne uğruna?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder