26 Nisan 2020 Pazar

BERABER Mİ SOLO MU?


İnsanın yaşadığı çıplak olgu/olan değil, bunun yorumu. Anlatı. Cevaplarımız farklı. Çünkü anlatılarımız farklı. Sarı yeşille birleştiğinde nasıl başka, maviyle birleştiğinde başka, siyahla ise bambaşka oluyorsa olgunun etkisi de şu yorumda öyle, bu anlatıda böyle oluyor.

Anlatı etkiye açık. Daha da ötesi, gerçeklik/geçerlik hissi yankılanma, kendini çoğaltma peşinde. Herkes gibi olmak, çoğunluğun/ait olunan kesimin, topluluğun çerçevesinde kalmak içimizdeki sürü hayvanına güven veriyor. Yatıştırıyor.

Kaygı, korku söz konusuysa kolektif endişe boğuculaşabiliyor. Baskın. Kabul gören anlatıyı sorgulamaya, dışına çıkıp bir de oralardan bakmaya engel.

Evlerimizin içinde ne kadar içimize kapanıyorsak fikrimizde, hissimizde o kadar ezici bir kalabalık içindeyiz. Dışarısı sessizleştikçe kafamızın içindeki gürültü, uğultu o kadar artıyor sanki.

Bu anlatının karşısında her millet, kültürden bize bir şey olmazcılar, üretken komplo teoricileri, hayatları çoktan, ezelden beri virüsün sıra bulup da nasiplenemeyeceği kadar altüst, sefil olanlar var. (Bazen korona krizinin bir üst-orta dünya statüko mücadelesi olduğunu düşünüyorum.)

Tek insanın solo endişesinin alacalı bir zeminde siyah bir nokta olarak kalması mı daha idare edilir şey, yoksa o siyah beneğin aşağı yukarı aynı biçimde beraberce oluşturulan siyah zemine düşmesi mi?

Korkumda yalnız olmadığım hissi, endişe, korku salan hakim anlatıda avutucu mu, volüm mü yükseltici?




(Orhan Pamuk’un bu çelişkiye ve tarihteki vebalara değinen iyi bir yazısı:
“1665 Londra salgınında günlük toplam ölüm sayılarını ilan ediyorlardı ama okuma yazma bilmez çoğunluk gazete, radyo, televizyon ve internetsiz bir dünyada tehlikenin yerini, boyutunu ve verebileceği acıyı ancak hayal ederek çıkarıyordu. Bu hayaller herkesin korkusuna kişisel bir ses, yerel, dini, efsanevi bir şiir veriyordu.
Bugünkü güçlü korkumuz ise hayal gücüne ve kişiselliğe yer bırakmıyor ve kırılgan hayatlarımızı ve insanlığımızı şaşırtıcı bir şekilde birbirine benzetiyor. Öte yandan korku hem ölüm fikri gibi bize kendimizi yalnız hissettiriyor, hem de herkesin aynı endişelerle yaşadığını gördükçe yalnızlığımızdan çıkıyoruz.” 
(Farklı bir yaklaşım için de: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder