Düzen takıntılı ayakkabıcının da diğerlerinden saatler sonra tezgahlarını kamyonetine yerleştirmesiyle salı pazarından geriye yol boyu çöpten başka şey kalmadı. Gürültülü temizlik aracının ardından bu da süpürülüp toplandığında sokak, lambaların sarı aydınlığında bomboş uzanıp gitti.
Demir çubukların takırtısı, satıcıların birbirine
yağdırdığı talimatlara gün doğarken karışmaya başlamıştı. Direkler dikildi,
tenteler gerildi, kasa kasa, çuval çuval mal taşındı, yerleştirildi, gün boyu
hane halkını, akşamüzeri tarım işçilerini bekledi. Tencere tava, sebze meyve,
balık, hırdavat, çul çaput, baharat. Alış veriş, bakıp geçiş; pazar, suyu bu
zamanda epey çekilmiş, yatağında ufalmış bir ırmak gibi aktı gitti, bitti
geçti.
Seyreden gözümde gecenin her şeyi örtmüş sükuneti, bu
belirip çoğalış, hızlanıp çözülüş de jeolojik çağlardan tek bir ana, süresi
ikincil bir var-sonra yok oluş modeli oldu çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder