Saati kurup gözlerimi kapadım.
Meditasyon hiçbir şey
yapmadan oturma terbiyesi. İnsanın otomatik eğilimlerine ters: Aklına bir şey
mi geliverdi, fırla, gereğini yerine getir; o sırada esiveren başka bir şeyle
bölünmeye, yarıda kalmasına aldırmadan bu sefer o yöne dön; burnunun ucu mu
kaşındı, bir söz mü seni kışkırttı, rahatsızlıklarına hiç düşünmeden tepki ver.
Bir o yana bir bu yana savrula çalkalana yaşa git.
Meditasyon otomatik pilotu
devreden çıkarma terbiyesi. Aklından, içinden geçip duranların ipinde oynamaya
ara verip müdahale etmeden, yargılamadan, en önemlisi, bu esintilere kapılıp gitmeden
bir yol debriyaja basmak.
Bazen kolay bazen zor.
Derin bir nefes bazen, bazen boğucu. Huzurlu, berrak. Bulanık, çalkantılı. Gürültülü
ve sessiz. Bazen savaş bazen barış.
Amaç düzeltmek,
iyileştirmek değil. Durmak, susmak, bildiğini sandıklarını araya sokmadan
izlemek. Zihnin doğasını açık etmesine meydan vermek. Değişim tepeden inmez,
anlamaktan gelirse ne âlâ.
*
Akış zamanları uzayda bağdaş
kurmuş, yarı aralık gözlerle gökcisimlerinin yanımdan gelip geçişine tanıklık
eder gibiyim.
Zihin göğünün cisimleri.
Burnumun direğini sızlatan
bir anı parçası.
Alışveriş listesine
eklenecek maddeler.
Kalbimi avucuna alıp limon
gibi sıkan bir düşünce.
Tatlı bir hayal.
Onlarla bağım çözük,
meditasyondayım.
Kimi çok güçlü, belli
tepkiler uyandırıyor, ciddiye alıp kendimi kaptırmadıkça geçip gidiyorlar.
Düşüncelerin belirip
kaybolmak için bana ihtiyaçları yok. Doğalarının özneden yoksun, hıçkırık, osuruk,
öksürük gibi olduğunu böyle otura izleye idrak ediyorum. Bir sınıf dolusu
gürültülü, hepsi dikkati kendine isteyen ilkokul öğrencisine benziyorlar.
Kapılırsan gerçek biliyor, onlarla özdeşleşiyor, çatışmalarını yaşıyor,
kavgalarını veriyorsun. Aralarında bölünüyor, çelişmelerinden bunalıyor, eziliyorsun.
Mesafenin geri geldiği,
izleyicinin dinginliğine vardığın böyle zamanlarda uzayına bağdaş kurup gelen
geçeni gelip geçmeye bırakmaktan özgürleştiricisi yok. Duru, dengedesin.
Ama meditasyon ne böyle
anlara yapışmak ne de tersinden tırsmak terbiyesi aynı zamanda.
Mevlam neylerse güzel
eyler ve eyvallah! diyen
dervişleri akla getiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder