Timur Ertekin’i kaybetmişiz!
Ortaokuldaydım. Apansız
bir diş ağrısıyla kıvranırken babam beni en yakın dişçiye götürmüştü. O zamanki
muayenehanesi bizim sokakta olan Timur’a. Derdime derman olmuş, acının yerini gözlerinin
ta içinden gülen yüzü, yatıştırıcılığı, güven vericiliği almıştı koltuktan
kalkarken.
O diş ağrısına çok iyi bir
hekim ve değerli bir dostluk borçluyum.
“İyi bir hekim önce iyi
bir insan olmalı” sözü kulağıma onunla küpe oldu, doktorlara yaklaşımımda
nereye bakacağımı gösterdi.
Vicdanlı, merhametli, mizah
güçlü, güzelim bir insandı. İnsanları görüşlerine göre peşin peşin ayırmaktan
uzak duran, birlikte yaşama kabiliyetleriyle birleştirmeye hazır.
Duygusu aydınlık, ferah oldu
hep. Oksijeni kendisi mücadele ile alırken, varlığıyla etrafına geniş bir soluk
aldıran bir adam.
Ölümünü gecenin bir vakti
öğrendim. Bir yandan gözlerimden yaşlar süzülürken değişik, güçlü bir his
yakaladım.
Arkasından ışıklar
kapanmış gibi değildi. Tersine. Varlığıyla açtığı ışığı geride bırakarak gitmiş
dersin.
İyi ki geçmişsin bu
dünyadan sevgili dostum.
Yağmur ile. Kızlarına
sevgisi nasıl da çağıl çağıldı
Babamla aralarında derin
bir muhabbet vardı. Babamın armağan ettiği ahşap figürlerine çok değer verdi.
Kaideler yaptırıp gözünün önüne yerleştirdi -Suna Kan fotografının arkasında Meryemana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder