26 Mart 2021 Cuma

AMBALE AMBALAJ

Birbirine diş bileyen, köye yeni geleni taraflarına çekmek, diğerlerine karşı kışkırtmak için hummalı bir faaliyete girişen, her cümleleri şerefsiz! ile başlayan sakinler (!) Milli hastalık ev şişirmeye girişen taze komşu. Feleğin çemberinden geçmiş, seni, sıkletini, dişlerinin kuvvetini bir bakışta tartan, tek ayak üzerinde 40 hikaye uyduran taşeronlar.

Nasıl bir kazanmış bu, sessiz sakin hayatımda hep uzağında kaldığım, dili dilime, kuralsızlığı kural sayarlığıma uymayan, gücü gücüme hiç denk düşmeyen.

Kendimi bir anda refüjsüz bir otobanın ortasında buldum. Bir oradan bir buradan hızla dürten uyaranlar, havada çelişen vaatler, aslından uzaklaşan uzlaşmalar. Niyetler bulanık, tekinsiz. Bir şey harekete geç! diyor, başka bir şey, dur, bekle. Dört bir yana çekiştiriliyorum. Başkasını gözetmekten eser olmayan bir ortamda doğruluk, tutarlık engel; bir sürü hayvanı gibi de davranamıyorum.

Bir Zen ustam olsa, içimi okuyan şefkatli bakışıyla “Nereye takılmışın?” der, gözümü etrafımı alan, beni serseme çeviren hareketten kendi içime çevirirdi.

Savaşmak ve bırakmak ile başka birkaç şeyde zihnin berrak. Bedenin, duyguların, hislerin neden bu kargaşa içinde? Neye asılıyor, aynı anda neden kaçıyor, saklanıyorsun da böyle allak bullaksın, bu karşılaşma ertelenmezliğiyle neleri su üstüne çıkarıyor?

Kavrayışı berraklaştırmak bir şey. Onu hayatına yedirmek bambaşka.

Hayat ise, buyur, burnunun dibinde. Hızlı tarafından topyekun bir aydınlanma yaşamayacaksan sadece içindeki çözülmemiş meseleleri yansıttığı için böyle silkeleyici olan bir tecrübeyi nasıl geçireceksin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder