25 Mart 2020 Çarşamba

KENDİME VE İLGİLİSİNE NOTLAR


Milyarlarca insanı, Mars’ta site kurmayı tasarlayan ülkeleri, trilyonlarca Doları en alt sırasından bir tanesinin hınzırca çekilip alındığı teneke konserve piramidi gibi allak bullak edenin mikroskopa gelmez cüssesiyle bir virüs olması, o piramitten bile daha şiddetli bir biçimde silkelenip kendine gelme vesilesi değilse ne?

Bilgiye dayanan el yıkama, nesnelere dokunma protokolü, hijyen önlemleri pagan ritüelleri de çağrıştırmıyor değil. O görünmeyen zerrecikliğiyle insanları gözün gözü görmediği belirsizliğin karanlığına sürükleyen hasmı danslar, sunular (şarap yerine çamaşır suyu), tekrarlayan hareketlerle yatıştırma, tatlı dille kandırma, uzaklaştırma dürtüsü.

Şimdiden sürüngen sırtına dönmüş ellerimi usulünce her yıkayışımda dolunayda ormanda bir açıklıkta, ateş etrafında dans ettiğimi canlandırıyorum.

Sonra yakarışlar, dualar. Camiden virüs duası okundu dün akşam. (Sözleri değil, uzun uzun dilek cümlelerinin sonundaki ya Rabbim tekrarını seçebildiğim, bana kabir başını hatırlatan bir dua.) Belediyenin toplu dezenfeksiyon hizmetinin uhrevi bir uzantısı gibi. Kimyasalla giderilmezse belki duayla?

*
Bağışıklık sisteminin fizyolojik ayağı için yapılacaklar malum. Dikkatim her zamanki gibi zihinsel ayağına yöneliyor.

Korona insanı bir yol ayrımına getiriyor, kucağına da lanet ya da kalbur olarak alabileceği bir denk bırakıyor sanki.

Belirsizlik ve tehdit karşısında her zamanki reflekslerine kapılabilirsin:

Korkun öfkeye (hedefleri de hemen oracıkta ve bolca) ya da paniğe veya bu ikisinin birbirinin izlediği bir sarmala dönüşür. (Bağışıklık sisteminin köküne de kibrit suyu olur.)

Telaş ve kuruntuyla için içini yer.

Birbirinden karanlık senaryolarla kafanın içi cadı kazanına döner. Gürültüsünden insan sessiz ortamın sükunetini duyamaz, bundan şifa bulamaz olursun.

Yaşam biçiminin, hareketin, alışkanlıklarının sekteye uğramasını, yalıtımı, şaşkınlık, yoksunluk, can sıkıntısı ama belki de asıl başka bir tür tehdit olarak yaşarsın. (Kafanı gömdüğün onca kumun bir delikten akıp gitmesiyle hayat karşısında cascavlak kalmak! Kimsin ki ben şunları şunları şöyle yapar, böyle eylerim dediğin şeyler, kendini tanımladığın ilişkiler, faaliyet, kontrol yanılsaman olmadığında? Geri kalanla yüz yüze gelmek, derinden derine bir Korona deneyiminden bile ürkütücü olmasın? Kimsin sen gerçekte?)

Ya da

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder