Milyarlarca insanı, Mars’ta site kurmayı
tasarlayan ülkeleri, trilyonlarca Doları en alt sırasından bir tanesinin hınzırca
çekilip alındığı teneke konserve piramidi gibi allak bullak edenin mikroskopa
gelmez cüssesiyle bir virüs olması, o piramitten bile daha şiddetli bir biçimde
silkelenip kendine gelme vesilesi değilse ne?
Bilgiye dayanan el yıkama, nesnelere dokunma
protokolü, hijyen önlemleri pagan ritüelleri de çağrıştırmıyor değil. O
görünmeyen zerrecikliğiyle insanları gözün gözü görmediği belirsizliğin
karanlığına sürükleyen hasmı danslar, sunular (şarap yerine çamaşır suyu),
tekrarlayan hareketlerle yatıştırma, tatlı dille kandırma, uzaklaştırma
dürtüsü.
Şimdiden sürüngen sırtına dönmüş ellerimi usulünce
her yıkayışımda dolunayda ormanda bir açıklıkta, ateş etrafında dans ettiğimi
canlandırıyorum.
Sonra yakarışlar, dualar. Camiden virüs duası
okundu dün akşam. (Sözleri değil, uzun uzun dilek cümlelerinin sonundaki ya Rabbim
tekrarını seçebildiğim, bana kabir başını hatırlatan bir dua.) Belediyenin
toplu dezenfeksiyon hizmetinin uhrevi bir uzantısı gibi. Kimyasalla
giderilmezse belki duayla?
*
Bağışıklık sisteminin fizyolojik ayağı için
yapılacaklar malum. Dikkatim her zamanki gibi zihinsel ayağına yöneliyor.
Korona insanı bir yol ayrımına getiriyor,
kucağına da lanet ya da kalbur olarak alabileceği bir denk bırakıyor sanki.
Belirsizlik ve tehdit karşısında her zamanki
reflekslerine kapılabilirsin:
Korkun öfkeye (hedefleri de hemen oracıkta ve
bolca) ya da paniğe veya bu ikisinin birbirinin izlediği bir sarmala dönüşür.
(Bağışıklık sisteminin köküne de kibrit suyu olur.)
Telaş ve kuruntuyla için içini yer.
Birbirinden karanlık senaryolarla kafanın içi
cadı kazanına döner. Gürültüsünden insan sessiz ortamın sükunetini duyamaz,
bundan şifa bulamaz olursun.
Yaşam biçiminin, hareketin, alışkanlıklarının
sekteye uğramasını, yalıtımı, şaşkınlık, yoksunluk, can sıkıntısı ama belki de asıl başka bir
tür tehdit olarak yaşarsın. (Kafanı gömdüğün onca kumun bir delikten akıp
gitmesiyle hayat karşısında cascavlak kalmak! Kimsin ki ben şunları şunları
şöyle yapar, böyle eylerim dediğin şeyler, kendini tanımladığın ilişkiler,
faaliyet, kontrol yanılsaman olmadığında? Geri kalanla yüz yüze gelmek,
derinden derine bir Korona deneyiminden bile ürkütücü olmasın? Kimsin sen gerçekte?)
Ya da
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder