Cerrah, düğüm olmuş bağırsağa nasıl bakar?
Vah vah, anası babası da pek vatanperverdi, bunu ne
fedakarlıklarla yetiştirdi. Şu olanı zerrece hak etmiyorlardı mı der? Organın
her hareketinde vay namussuz vay allahsız, bak şimdi bunu etti, şimdi de şunu
ediyor diye hop oturup hop mu kalkar?
Dramaya dolanmaz, durumu değerlendirir.
Yapılabilecekleri, riskleri. Öngörülemezliklere de gerektirdiği yeri açar.
Müdahale önerir, belki de hastayı ömrünü huzur içinde tamamlamaya bırakır (bir
cerrah için düşük olasılık ama).
*
Zihin gözümde bedenimi etrafları kızarmış, iltihaplandı
iltihaplanacak düğmelerle kaplı gördüm. Tezgaha serilen kalkan balığı misali.
Her etkiye bir tepki vermeye koyulmuş düğmeler. İfrazatı zehirli, kaşındırıcı,
birikimi depresyon yapıcı.
Düğmelere baktım, altlarında dramaya dolanmak olduğunu
gördüm.
Bak, şimdi de şu oldu, allah belasını versin, şimdi de bu.
Perspektifi düğümlenen bir bağırsak gibi kapatan,
mesafeyi sıfırlayan, insanı iplerin ucunda bir oraya bir buraya savrulan kuklaya
çeviren düğmeler. İnandığım, beslediğim, katılaştırdığım, özdeşleştiğim
anlatılarla eşleşen tepkiler.
*
Coğrafya, isim, tekil olaylardan geri çekilip işleyişe baktığımda
nefesim genişliyor. Alnımda boncuklanan ter kesiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder