Pusulamız, kazma küreğimiz, kılıç kalkan, neşter, satır,
fener, maske ve at gözlüğümüz. Aydınlık ve karanlığımız. Vesaire.
Ama sonuçta neye nasıl hizmet ederse etsin, uzunluğu
kıçla başı aynı anda örtmeyen bir yorgana benziyor düşünce.
İşte onun için istediği kadar etraflı, derin olsun,
çürütülemeyeni, yerine başkası konulamayanı olmadığı gibi noktayla bitebileni
de yok.
Cıva gibi şimdi şurada, derken burada, kayıp durmayanı.
Bugün olmasa da yarın, öbür gün tersi savunulamaz olanı.
İşte onun için hah, şimdi gediğine oturdu denilen nice
hamle bir başkasıyla dağılıp gidiyor.
İşte onun için ak da kara da aynı inandırıcılıkla
savunulabiliyor, aynı içtenlikle uğrunda ölünüp öldürülüyor.
Demagoglar mantardan hızlı türeyebiliyor.
Çünkü iddia ettiği şey –Gerçek!- değil; zamanın, koşulların geçerli ya da
geçersiz, işlevsel-işlevsiz kıldığı bir yorum.
Bir yorum, yorum, yorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder