28 Kasım 2015 Cumartesi

ŞİFA NİYETİNE

Uçağı pat diye düşürülen Rusya, misillemelerini takır takır sıralarken Can Dündar ile Erdem Gül, sınırda silahla yakalanan TIR’ları haber yapmaktan tutuklandı.

Acayipleştikçe acayipleşen halkalarıyla zincir uzayıp gidiyor. Bir bir kuyuya atılan taşların yol açacakları belirsiz, sular bulanıyor da bulanıyor.

Sarsıntı, umut, umutsuzluk, kızgınlık, acı, kaygı, korku, yılgınlık, kanıksama, mahcubiyet, suçluluk, gurur kırıklığı.. Bakıyorum gitmiş. Geride yaygın bir hüzün sırf. Ne atak ne sinik.

Ve geniş bir boşluk. Dibe değil, ufka doğru yayılıyor. Boğucu değil, soluk aldırıyor. Kim bilir nelere gebe. Belirsizlikle daha barışık.

*
Ney aldım.

Burada daha esaslı bir yol arkadaşına ihtiyacım var.

Ses çıkarmak sınırsız bir sabır işi. Ama sabır neyin özünde zaten.

Bir boş kamışta nefesini, sesini bulmak.


Al sana hayat. Bugün. Burası.

__________

(Flütü elbette bırakmayacağım. Doğanın tatlı sesi o.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder