19 Ocak 2014 Pazar

KAHVE SOHBETİ

A-   Çetrefil insan kafasını olduğundan çok basit gösteren şu yazdıkların.. İndirgemeci gelmiyor mu sana da? Kof bir iyimserlik aşılıyor sanki, yanıltıcı. İyi gününde okursan, pamuk helva gibi/kadar avare bir Pazar yürüyüşünün parçası. Ağlara dolanan balık gibi çırpıntılı bir zamanına denk geldiğinde ise sinir bozucu?

B-   Bazen, evet. İnsanı yoran karmakarışık bir şehir görüntüsünde ahenkli bir kesit yakalayıp deklanşöre basmak gibi, değil mi? Çerçeve biraz kaysa, genişlese o anın neyin parçası olduğu ortaya çıkacak. Şu, burnunun dibine girmiş keşmekeş Kahire’nin hiç görünmediği Mısır Piramitleri gibi..

A-   O zaman anlamı ne?


B-   Yazmanın mı? Bilmiyorum. Bunu kendime ben de soruyorum. Günün belli bir saatinde, hava durumunda, belli bir açıdan belli bir cam bardağın kenarına vurup kırılan ışığı, saçılan renkleri anlatırmışım gibi geliyor bazen. Tekrarsız bilinç akışından enstantaneler. Ama neyin ne zaman kimin işine yarayacağını kim bilebilir? Çıra oluvereceğini? Bir de.. Benim de sunabildiğim bu. İnsanları buyur ettiğimde soframa dizdiklerim.

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder