Debriyaj dediğim ara vermenin, harekete geçmeden durup
bakmanın nöro bilimsel açıklaması beynin iki bölgesi arasındaki ilinti.
Alışkanlıklara bakan, düşünmeden hızla bunları devreye sokan,
maaşını limbik sistemden alan amigdala (otomatik pilot) ile enine boyuna
muhakeme ile gelişen prefrontal korteks.
Bir tetikleyici ile otomatik tepkinin başlangıcı arasında
göz açıp kapamalık bir süre saptanmış. Debriyaja basacağım an tam da bu.
Fırsatı kaçırırsam amigdalada kayıtlı pekiştirilmiş davranışım, tepkim,
zembereği boşanmış soytarı gibi kutudan fırlıyor.
Hangisi daha kolay? Orman yangınıyla mı uğraşmak, ateşi o
hale gelmeden daha kıvılcımken mi söndürmek?
Bir kez daha ham irade gücüyle farkındalık arasındaki fark.
İradeye ateş almış yürümüşken başvurmanın hiçbir yararı yok.
Mesela çileden çıkmış, öfkeden (ya da başka bir negatif duyguyla) kudurmaktayken.
Elime çok daha az çaba gerektiren farkındalığı aldığımdaysa
yapacak çok şey var.
Bir şeyi canlandırmakla gerçekten yapmak arasında beyinde
ateşlenen bölgeler açısından pek bir fark olmadığı da ilginç yeni bulgulardan.
Zihinsel ya da fiziksel herhangi bir beceri geliştirmede bu yabana atılmayacak
bir özellik.
O zaman serinkanlı olduğum vakitler bilmece çözer, Sudoku
yapar gibi durumlar canlandırarak tavır değişikliğine çalışabilirim. Bu beni
benzeri durumlara hazırlıklı kılar. Kuklası olmak üzere otomatik pilota
geçirilmeden önce debriyaja bastığımda neye bakacağımı daha bilir hale getirir.
Getiriyor.
Huyum bellediklerimi kader olmaktan çıkarıyor.
Durup geri çekilip kalıbı bir kez kırmak, bu işlemin gücünü
göstermeye yeterli. Sonrası iştah, ilgi ve merakla kendiliğinden geliyor.
Hayatıma geçirecek, kendi keşiflerimle harmanlayacaksam
okumanın yararları işte. Son zamanlarda ardı ardına karşıma çıkan kitapların
açtığı kapılar.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder