Üvey babasının ölümüyle 79 yaşındaki annesi tek başına kaldığında Filipin-Japon kökenli, 55 yaşındaki April, New York’taki hareketli yaşamının içinde bir durup düşünmüş. Ben Uzakdoğu terbiyesiyle büyüdüm, diyor. Bizde ebeveyn ileri yaşlarda öylece bırakılmaz. Annemin kendi annesi, onun annesinin de kendininki için yaptığını yapacaktım.
İşini bırakmış, çıkınını
topladığı gibi iklimi her anlamda bambaşka Las Vegas’a, annesi Aiko'nun yanına
taşınmış. Ne yapsa diye düşünmüş. 19 yaşından beri yoga yapıyormuş. Sporla da
hep iç içe olmuş. Yaşlıların kalbimde oldum olası ayrı bir yeri vardır diyor.
Hareket de özellikle onlar için çok önemli.
Orta ve üst yaş grubu çalıştırıcısı olarak belge alıp kolları sıvamış.
Tam o sırada patlayan pandemide işe yarayacağı düşüncesi ve annesinin de
katılımıyla bu yaş grubu için egzersiz videoları yayınlamaya başlamış.
Başlangıç o başlangıç! Videolar beklediğinin çok üzerinde ilgi görüp yayıldıkça
izleyicileri arttıkça artmış.
Onlardan biriyim. April’in
Youtube’daki yes2next kanalı, sağlık konusunda kafama bir tuğla düşeli
yaşadığım en isabetli karşılaşmalardan biri oldu. Pek çok kanala baktım ama
kanımın bu kadar kaynadığı olmadı. Evet, April çok iyi bir hoca. Güvenlik ve
sınırları zorlama arasındaki dengeyi çok iyi kuruyor, bedenini dinlemeyi öğreterek sana
da kurduruyor. Egzersizlerin niteliği ortada. Ve öğretme işinin içeriği aşan
kısmında, teşvikte de çok hoş. (Koordinasyonsuzluğu, sarsaklığı ile sıkça hayal
kırıklığının kıyısına gelen annesini -onunla birlikte aynı şeyi yaşaması
muhtemel seyirciyi- oradan çekip çıkarışındaki gösterişsiz şefkat kayda değer.
Neredeysen oradan yola çık, başlangıç için en iyi basamaktasın.
Makbulsün!) Ama bu üçünün sunduğu pastada asıl konu gibi görünen egzersiz
neredeyse ikincil hale geliyor.
Ön plana çıkan,
aralarındaki etkileşim. En ufak bir gerilim, sabırsızlık hissedilmiyor. Tıkır
tıkır işleyen egzersizleri kuşatan zaman algısı ferah, canlı. Aiko’nun
katılımı, sarsakça olabilen hareketleriyle birlikte (bunlara rağmen değil!)
April için çok değerli, belli. Önemli önemsizden modern zamanlarınki yerine
kadim bir kalburdan geçirilip ayıklanmış da annesiyle geçireceği kısıtlı vakit,
önünde iki eliyle uzanıp yakaladığı bir fırsat olarak berraklaşmış sanki. Derin
bir sevgi, kabul ve keyif akıyor bir aradalıklarından. Geveze ve talepkâr kedi
Moçi de bundan nasibini alıyor. Egzersizlere girip çıkan, kimi zaman
şikayetlerini yüksek sesle bildiren sarman, başlı başına bir figür. Bu tuhaf 2
ayaklılara, belli bir isteği olmadığında kayıtsız, onlar haldır haldır
hareketleri yaparken gidip pencerenin önüne yayılıyor, dışarıyı seyrediyor,
uyukluyor, kabarık tüylerinin bakımını yapıyor, sonra da çekip çıkıyor
çerçeveden. Bazen denk geliyor, tam da bir gerinme hareketi sırasında
ayaklarının dibinde bitip, napsanız nafile sizi gafiller! diyerek hareketin
nasıl olması gerektiğini gösterircesine sonsuz kedi esnekliğiyle sıcak peynir
gibi sünerek geriniyor!
April’in odağı hep işinde.
Ama ritim duygusu o kadar gelişmiş ki onu hiç aksatmadan etrafına da
açılabiliyor. Aiko’nun tatlı mizahı onu çok eğlendiriyor, ikisi arasında gidip
gelen şakalaşma da beni. Eğilip Moçi’yi okşamaya da saniyeler buluyor.
Kanalı açtığımda onlar mı
buraya geliyor, ben mi Las Vegas’tayım, pek de fark etmeden bir aradayız. Adına
hakkını veren April, evladı böyle olan Aiko ve kedi gibi kedi Moçi, kaslarımla
birlikte her seferinde içimi açıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder