12 Mayıs 2023 Cuma

BODRUM CUMHURİYETİ

Oto yıkayıcıya kaç para diye sordum. Beni tepeden tırnağa süzüp aracına göre dedi. Söyledim. “200 sırf dış, 250 iç-dış.” Ukraynalı mıydı, Rus mu, başka yerlerden; dediklerini anlamak için birkaç kez tekrar ettirmem gerekiyordu.

Aracına göre ha diye kafamı iki yana sallayarak oradan ayrıldım.

Sonra düşündüm.

250 milyon Dolarlık avantanın hafife alındığı bir ülkede yaşıyoruz. Akıl almaz bir kaynak transferi gerçekleşirken bunun hızla yoksullaşan çoğunluğu baş döndürücü bir hızla zenginleşen azınlıkla nasıl karşı karşıya getirdiğini.

Bodrum bu kesimin de gözdesi. İnekleri Maserati’siyle sollayan dünkü zengin 200 lirayla sigarasını bile yakmaz, eh, onun arabası da bu paraya yıkanmaz!

Altta kalan kesim tutturabildiği (fahiş!) ücretlerle ekonomik adaleti kendince tesis etmeye çalışırken olan ikisi arasında sandviç olan eski orta sınıfa oluyor.

Tepeden tırnağa bozuk olan adaleti, yapabilenler kendi ellerine alıp (buna domuzdan kıl koparma demek daha doğru) hayatta kalmaya, olabildiğince kazançlı çıkmaya bakıyor. Hedefin kolektif değil, kişisel fayda olmasının doğrudan sonuçlarından biri, her tarafta azılı bir bencillik. Cengel yasası!

*

Komşunun yeni fikir anasına göre çatının en uzak köşesine (benden uzak ve havalandırmalı barbeküsüyle) açık mutfak yapılması büyük hata olmuş. Onun için sökülüp yerine seki konmuş. Artık olmayan barbekü yerine mangal geldi. Kokusu, dumanıyla sağı solu uzun uzun tütsülemek üzere.

Karşıya lök gibi oturan şey ise masa değil (ne cahilmişim!), “ada” imiş. Bir köşesinde altına çekmeceler eklendi. Yoksa çatı çok boş imiş de!

Tanrım, bırakın bir yerler de “boş” kalabilsin. Şartsa hareketi, rengi tek tük şezlong, ufak sehpa ile verin. Hakim olan sere serpelik, gevşeme olsun bir “ada” etrafında taburelere tünemek yerine.Tabii bu kadar kütlesellik, zevkine en katılmadığım göze bile lök diye oturduğundan onu kırmak için koca toprak saksılarda çeşitli yeşil bitki taşındı. “Yeşil görmek de hoş oluyor.” (Tabii ama üç yanımız yapraklanan türlü ağaçla zaten yeşil.)

Evin kendi sorununu yaratan diğer bir “çözümü,” ekleyebileceği her şeyi ekleyip bu ekstra alanlar ve işlevlerle oran bırakmadığı binayı ne giyse sakil kalan, bir şeye benzeyecekse, acilen tıbbi müdahale gereken bir obeze benzetmesi.

Dıştan bakıldığında ustanın yarısında kaçtığı bir düğün pastasını andıran çatı ve terasa bir tutam armoni katmak için cam korkuluklar takıldı.

Fiyatlardan yakınıyorlardı. Adanın kaplaması için düşünülen granit 5 bin Dolar imiş. Oturma köşesine düşünülen ufak taş (Swarovski mi diye geçti acı alaya kayan aklımdan) sehpa, 30 bin lira. Ve bütün bunlar her türlü rahatsızlığı yaratmak için.

Saçılacak paranın varlığı, önce ben anlayışıyla birleştiğinde tüketiciliğiyle heybetli bir eziyet haline geliyor. Altta/maruz kalan için somut, uygulayan için de ruhu kanser gibi kemiren bir külfet! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder