8 Mayıs 2023 Pazartesi

BANA FİKİRLERİNİ SIRALAMA

Bana ne düşündüğünü söyleme diye içimden geçti. Temcit pilavı kim bilir kaçıncı kere önüme konmuş, sıkıntıdan ölürken. İnsanlar arası iletişimin taze ve besleyici, ilgiyi uyandırıp dinçlik verici mi, ayarı bozuk buzdolabında iki haftasını tamamlayan pilaki misali mide bulandırmanın eşiğinde ve ölgün mü olduğunun şaşmayan göstergesi hangisinin yükseldiği: Can sıkıntısı / yaşam iştahı.

Çünkü düşüncelerinin hiçbir yeniliği, özgünlüğü, derinliği yok. Senin bile değiller. Düşünceyle sınırlı olmayan bir aşinalığın, yakınlığın (yankı odanın) avcuna bıraktığı ezberler.

Onun yerine hissettiklerinden söz et. Dolaysız yaşadıklarının, hislerin üzerine kasa kapısı gibi kapanan düşüncelerin altına, makine dairesine inelim. Orada olup biten hep tazedir. Umutların, korkuların, takılıp kaldıkların. Duyduğun sevgi, seni heyecanlandıranlar. Korku ve cesaret. Zaten düşüncelerin ağır kapağını, insanı insana, insanı kendine yabancılaştırıcılığını biçimlendiren tepkilerini, karşılıklarını kendince açıklama, bir yerlere oturtma, meşru kılma ihtiyacı değil mi?

Oturalım karşılıklı, birbirimizin nabzına kulak verelim, yaşama tansiyonuna.

O vakit gör bak, sırasını sabırsızlıkla bekleyerek aramızda gidip gelen monologlar yerini nasıl canlı bir dinlemeye, bir alış-verişe bırakıyor. Sözlerin işittiğinle şekilleniyor. Gözlerimiz ilgiyle parlamaya başlıyor.

Ve sanma ki sözüm sırf sana, senden önce kendime. Kendimle, hayatla ilişkime.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder