4 Mayıs 2023 Perşembe

AVAZ AVAZ BİR IŞIK

(Önceki nottan devamla)

Açık mutfağın tavanına gömülü bir lamba vardı. Ne istedikleri konusunda kararsız olsalar da saygılı davranışlarına sözüm olmayan komşular, sıklık ve yerleriyle sadece çatıyı değil, civarı uçak pisti gibi aydınlatan fenerler yerine bunu yakıyor, gözü deşmeyen, kemik rengi usul bir ışık yayıyorlardı.

Son atılım sırasında oradan iri bir enginar çanağını çağrıştıran bir lamba sarkıtıldı. Gelen giden yok ama dün bir ara birileri çıkıp açtığı düğmeyi kapamayı unutmuş olmalı, akşamüzeri, yaklaşan günbatımının tatlı aydınlığında yeni lambanın silik varlığını fark ettim. Hangi ampul, pist ya da stadyum ışığının güneşe karşı sesi işitilir? Duvara eğri asıldığı yerde unutulmuş eski bir takvim gibi haddini bilir, boynunu büker.

Hava yavaş yavaş karardıkça lambanın omuzları dikleşti, çenesi ileri uzandı, sesi gürleşti. Gök sahneyi terk ettiğinde ise mezbaha ışığı çığırtkanlığında saldırır oldu. (Oracıkta kör bıçakla boğazı kesilen büyükbaş bir hayvanın dehşet içinde açık kalmış gözünü de hatırlatmadı değil.)

Perdeleri sıkıca kapayarak inime çekildim.

Sabah susmuştu. Biri gelip kapamış olmalı.

Kul işi ışık ile göksel olan.

Ne kadar güçlü görünse de sonunda enayi bir ampul, kendini ancak karanlıkta güneş yerine koyabiliyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder