Kendinle bu kadar kesintisiz vakit geçirince giderek ruhun da sokak kıyafetlerinden soyunuyor. Sosyal maskelerini kapının arkasına asıyor.
Dürtün hep anlamak
olagelmişse yer yer zor, zorlayıcı olsa da eşsiz bir laboratuvardasın.
İşte iyi tarafların.
Ve işte gurur
duyulmayacak, yüzünü buruşturan, içini buran “kısa kalmış” yanların. Ham,
tepkisel, yoğun.
Altlarında yanan kaygı,
korku ateşiyle fokur fokur.
Karanlık.
İçinde tepişmelerine
dayanamadığın, kaynayan tencerenin kapağı gibi attırdığın, dışa saçtığın,
saçılanı dışarıdan bilip bir de ona hamle ettiğin..
Seyrettim. Kulak verdim.
Hangi bujilerin neleri ateşlediğine baktım.
Daha bir anlar oldum.
*
Bir arkadaşım sayfasına “Hangi
pencerelerden bakıyorsunuz?” diye bu resmi koymuş.
Herhangi bir zaman
herhangi birinden.
Ben dışarıdan da bakmaya
başladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder