11 Ocak 2021 Pazartesi

AĞZIMDA TEKNO BİR DİNLETİ

Diş hekimleri başka hiçbir meslekten insanın olmadığı kadar yol arkadaşım oldu, çenemi ayakta tuttular, sağ olsunlar. Yarım yüzyıldır koltuklarına oturdum, ağzımı kancalara, matkaplara, aspiratörlere, enjektörlere açtım, gözlerimi reflektörlere ve kanıksanmış bir korkuya kapadım.

Dişten yana ne kadar talihsizsem dişçiden yana o kadar talihli oldum. Birçoğu için sevimsiz, kaçılan bir deneyim, benim için işinin ehli hekimler ve bu kadar uzun bir aşinalık sayesinde çok zaman bir algı ve düş gücü kamçısı.

Bugün ilk kez gittiğim doktorun bir iki dakikada ustalığına kani olunca, rahatlayıp işi ona bırakarak algısıyla oynamaya koyuldum.

Benimki elli yıllık bir de teknolojik ilerleme tanıklığı. Galiba lisedeydim, o zamanki doktorum, dakikada 2 bin devirlik matkabını bir eşik olarak anlatmıştı. Matkap ne kadar hızlıysa o kadar rahat edersiniz. Gerçekten de, bir vakitler ağzımın içinde müebbetlik mahkumlar taş kırmış gibi koltuktan bitkin inerken giderek daha az hırpalanıyordum.

Bugün? Devirleri 40-60 binlere çıkmış. Fark belirgindi. Baktım, en hassas dişler bile sesini çıkarmıyor, ben de kendimi başka seslere verdim.

Niyetli bir dikkat verilmezse kulağa karmakarışık, yüksekçe olduğu için de gürültü olarak ve sevimsiz gelen sesler yumağını öne çektim. Aspiratörün hışırtısı, basınçlı suyun fışırtısı, matkabın geçtiği engebelere göre nüanslanan vızıltı-uğultusu.. Gürültü sınıfına giren sesler için ne fukara bir dağarımız var; koyacak isim bulamadıklarımı kendilerine özgü ses hallerinde sınıflandırdım, önümdeki tepsideki düzenli aletler gibi yan yana sıraladım.

Ardından iç içe geçişlerini izledim.

Böylece seslerin melodik değilse de yapısal olarak müzikleşmesiyle derinleşen bir keyif almaya başladım.

Daha yeni Alexander Liebermann diye bir kompozitörün doğadaki sesleri notaya döküşünden haberim olmuştu. Kuş ötüşleri, kurt ulumaları, penguen ötüş (mü), çığlıkları (?). Ağzımın içindekiler de notaya dökülebilir miydi acaba? Bir deneysel müzikçi bunları nasıl kayda geçirirdi?

https://twitter.com/dusttodigital/status/1346453454357725184

*

Bir deneyimi külfet ya da deney, oyun yapan ona kendine rağmen maruz kaldığın hissi (direnç) ya da öne geçip buna açık çek niyetine açık bir kulak/dikkat vermen.

Devir sayısı on binleri bulmuş bir matkap ile işinin ehli hekimler önkoşul olmak üzere tabii.

*

Eve geldiğimde bunu buldum ve yalnız değilsin dedim kendime, pırıl pırıl dişlerimle güldüm.


Merve Salgar (tanbur), Şevket Akıncı (elektro gitar), Anıl Eraslan (çello)

https://vimeo.com/496628621?1&ref=fb-share&fbclid=IwAR1nPye7st7sMI85E5WtaYS3UiP7AmLo6i8VCt4D07_XN7QLY-IWsHrykzY





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder