12 Ağustos 2020 Çarşamba

MENUCHAS HANEFESH


Kimsesiz sabah denizinde gevşiyorum. Düşünceler seyreliyor. Yüreğimin kederi yumuşuyor.

Sükunetin derinlerine bırakıyorum kendimi. Yüreğim açık, hayat karşısında boynum kıldan ince.

*
Konsantrasyon kampından sağ çıkan adamın sözünü kendi eleğimden geçirerek bir kez daha hatırlıyorum:

Anan baban, kardeşin, yakınların, dirliğin düzenin ve hatta sağlığın bir anda elinden gidebilir. Bu dünyada tek bir değerli edinimin olabilir; eziyete bile galebe çalan derin iç huzuru.

*
Sözün aslı, Deborah Feldman’ın Unorthodox’undan:

Bu dünyada senin bildiğin her şey aslında sana ait değil diyor Zeidy. Her an elinden alınabilir. Bir iki öteberimin gece çalınabileceğini düşünmek ufak bir avuntu. Bir ana baba, kardeş, ev, giysi -bütün bunlar sahip oldukların, uzun vadede bir önemleri yok. Zeidy bunu bildiğini, çünkü her şeyi kaybetmenin ne demek olduğunu bildiğini söylüyor. Bu hayatta tek bir değerli edinimin olacaksa onun menuchas hanefesh, eziyete bile galebe çalan iç huzuru olduğunu. Atalarımız öyle güçlüydü ki en ağır koşullarda tüm sükunetlerini koruyabildiler; korkunç bedensel işkenceler, tarifsiz eziyetler dinginliklerini sarsmadı. İnancın varsa, diyor Zeidy, daha geniş bir açıdan hayatın ne kadar anlamsız olduğunu kavrayabilirsin. Tanrı katından bakıldığında acımız ufacık kalır ama ruhun keder yüklüyse gözünün önündekinden ötesini göremez, o vakit de asla mutlu olamazsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder