Konu mu değiştirmek istiyorsun?
Takıldığın yerden çıkmak?
Tazelenmek?
Öğrenmeye odaklan.
Öğrenmeye çalışmadan. Ufak, büyük, derin,
gündelik ayrımı yapmadan, konu gözetmeden, bırak öğrenme kendiliğinden gelsin.
Güne sepetin kolunda başla. Mantar, yemiş, doğa
ne sunarsa. Topla, al eline, evir çevir, at sepetine.
Zaten yaptığımıza can kat. Sayısız şey
öğrenmemiş olsak bugüne gelmezdik. Ama nefes almak kadar yaşamsal olan bu işleyişi
üzerine titremek yerine bayat, yavan bir azık haline getirebiliyoruz.
Öğrenmekten zevk aldığımız, önemine uyandığımız
şeyler hep var. İlgi alanlarımız. (Olmadı, en düşkün haliyle dedikodu.) Öğrenme
sayesinde günü, bazen hayatımızı kurtardığımız durumlar.
Öğrenmenin kendisini öne çıkarmaksa ufku en beklenmedik
yerlerde genişletiyor. Olanaklar, seçenekler sunuyor. Merakı körüklüyor,
ilgiyi, bağlantılar kurup türlü türlü ağlar örmeyi, bunlarla avlanmayı. İçgörü,
esin yakalamayı.
Peynir rendeler, bir müzik cümlesi kurar, dolap
yerleştirir, geri dönüp davranışlarını başka bir ışık altında gözden geçirir,
çakıllı bir bayırı inerken.. En iyi bildiklerinle bile yetinme. Arada bir
ezberi bile isteye boz, yeniden öğrenmeye aç.
Uzaklara, renkli yerlere seyahatlere ne gerek. Durduğun,
olduğun yerde, sepetin her gün kolunda, çapını sen genişlettikçe genişlet.
Az git uz git.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder